23 Ağustos 2011 Salı

I MET EKO

:) Şimdi gülüyorum ama aslında pek komik değildi yaşarken. Rahat rahat yazabilirim zira Süper Prenses'e anlattım. Ona anlattığıma göre size de anlatabilirim.
Geçtiğimiz hafta gayet sakin, huzurlu ve keyifli bir Cumartesi akşamı arkadaşım ve annesiyle güzel bir yemek yedikten sonra evime döndüm. Duş aldım, pijamalarımı giydim ve birazcık kitap okuyayım, o arada bacaklarımı dinlendireyim diye yatağıma gittim. Okudum, dinlendim sonra uyumak için ışığı kapattım. Aradan bir kaç dakika geçti geçmedi kalbimi hissetmeye başladım. Nabzım yavaşlayıp, uykuya hazırlanacağına ciddi ciddi yükseldi, hatta uykuya geçişimi imkansızlaştıracak kadar hızlandı. Mecburen kalktım yataktan. Annemden benzer durumlara alışık olduğum için biraz limonlu su içsem iyi gelir düşüncesiyle mutfağa gittim. Ama giderken halıların ayağımın altında geri geri kaydığı gibi tuhaf bir algıya kapıldım. Limon sıkarken görüntü de hafif bulanıklaştı. Baktım bu iş limonla olmayacak banyoya gidip bacaklarımı yıkadım soğuk suyla. Ama nabzım düzelmedi... Korkmaya başladım!
Sonrası önemli değil... yatağından kalkıp gelme inceliği gösteren değerli bir dostla acile giderek tamamlandı gece. Asıl hikaye o dakikanın son dakika olabilme ihtimaline ne kadar bozulduğumu fark etmemdi.
Neydi bozulduğum? Her şey bu kadar akışa teslim ve keyifliyken ruhumu taşıyan makine kazık mı atıyordu bana? İyi de hakketmemiş miydim? Ben ona bok gibi davranırken iyiydi de, o "hoop bi dakika" dediğinde neden bozuldum ki? Bu terbiyesizliğimle daha ne kadar sürerdi ki ilişkimiz...
Sonuçta bir şey olmadı. Hastanede Eko ile tanışıp, kendisinin sadece Hera tarafından haksızlığa uğramış mitolojik bir kahraman değil, aynı zamanda kardiyoloji bölümünde kullanılan ve kalbimin sesini ve hatta rengini duyabilen, görebilen pek şahane bir cihaz olduğunu öğrendim:)
Eko ve ben böylece tanıştık. Kaynaştık:) O kalbimin duvarlarını ve odacıkları arasındaki kapıları tek tek gezerken, ben de kalan ömrümde bedenime hakkı olan sevgiyi göstermeye karar verdim. Onu iyi beslemek, sevip kollamak değil miydi doğru olan. Posta koymuştu işte! Ya hakkı olanı verecektim ya da olmadık bir anda gidiverecekti!
Kısacası mesajı aldım. Üstelik bunca edepsizliğime yine de ucuza kurtuldum:)

15 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

garip olan da herşeyin gayet güzel gittiği bir günün sonunda olması ?
aslında ölmek için baya güzel bir günmüş:D
ama ben yazılarına hastayım, biryere gitme! sebze, meyve, spor, bol müzik, ve oyunun farkında olma....sanırım diğerleri zaten vardı, oyunun farkındalığı da dünden sonra tamam....
bloğumdaki müzik senin için. e tabiki bilirsin beğendiğim hediyeleri kendime de hediye ederim hep. gel beraber dinleyelim.

Bal dedi ki...

Of korktum, başlığı okuyunca ve sonrasında. Aklıma isminin kısaltması Eko olan kişiler ve Lost'taki Mr. Eko geldi. Sonrasında daha da korktum! Neyse, mesajı ilk seferde alabildiysen, hem şanslı hem zekisin demektir, bencileyin kullara bir kaç mesaj gerekiyor zira. Geçmiş olsun ve de öperim çok çok

Fortunata dedi ki...

Hemen şarkı dinlemeye gidiyorum Guguk kuşu. Hani ölmek için gzel birgün demişsin ya, ona da bozuldum zira ben erguvan veya nergis zamanı ölmeyi tercih ederdim. Baktım, kimsenin tercihimi sorduğu falan yok!

Fortunata dedi ki...

Sağol Bal:)))) bana gelirken artık kurabiiye yerine yeşil elma veya kayısı kurusu, ceviz falan getirebilirsin:)) Ama şarap ve bira hala geçerli, ki taşıma bende genelde olur:)))

guguk kuşu dedi ki...

sanırsam "O" da tercihi bize bırakmayacağa benzer, hazırlıklı olmak lazım:D

guguk kuşu dedi ki...

blogu açınca çalan şarkı:D

guguk kuşu dedi ki...

here without you....

Fortunata dedi ki...

Oooo bu daha da güzel...

guguk kuşu dedi ki...

seveceğini biliyordum:D bunu dinlemek için yağmurları beklemene gerek de yok hem

Bal dedi ki...

Tamam sana Bozcaada'dan şarap ve yanına bilumum sağlıklı kuruyemiş getireceğim, bayram bitişi ben de sende biterim :)

Fortunata dedi ki...

Yaşasın!!!! Yaşasın!!! Bozcaada'ya benden selam söyle olur mu?

tutsak dedi ki...

Olmadı şimdi ama hem kendime dikkat edeceğim de sonra da en tehlikeli (maya içeren )içkileri tüket. En iyisi Rakı içmek midem rahatsız olduğunda bile iyi gelen tek şey :)
Sevgiler ve Geçmiş olsun

Fortunata dedi ki...

Çok haklısın sevgili Tutsak ama rakı içecek kimsemiz kalmadı ki...Hatta Refik Amca öldü ve gidecek meyhanemiz bile kalmadı.. İstanbul rakı kültüründe yozlaştı.. ne desen haklısın..

Brajeshwari dedi ki...

eko'ya selam olsun, kalbinden öpüyorum.. İyi bakın birbirinizeee..

Bal dedi ki...

Selamın başım üstüne canım :)