Dünya haritasına bakmayalı ne çok olmuş... Hatta ülkemin haritasına... Oysa hayallere dalmanın, gerçekleri umursamadan yalnızca kendi rotan üzerine düşlere uzanmanın en güzel malzemesidir haritalar..
Uzak ülkeleri, başka hayatları düşündürür insana. Hiçbir iz bırakmamış olduğumuz, bizde bir tek yaşanmışlığı olmayan uzak, havası, suyu farklı kentler.. Bazen gitmek kaçmak değildir, kendine dönmektir. Başka bir dilde soluk almak, rüyalarının dilini değiştirmek nasıl iyi gelir...
Kıyafetleri değişir insanın, saçını savuruşu, sabah kahvesini yudumlayışı farklılaşır. Dokunmanın, koklamanın, görmenin yeniden anlamlandığı sabahlar geri gelir. İkinci, üçüncü hatta yüzüncü defa doğmak varken bir hayata sıkışmak, var olanı sanki en iyisiymiş gibi kabullenerek ruhu bunca ağırlık altında ezmek... Hiç makul gelmedi bu sabah. Şeytan "otur be kızım kıçının üzerinde" dese de, başımı kaldırdığımda meleğimin kanatlarının rüzgarı çoktan kirpiklerimde...
Ruhum gitti bile!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder