17 Mayıs 2016 Salı

DARACIK BİR SABAH...

 
 
Bildik anlamla insan değiliz artık, değilim. Merhamet, halden anlamak, sevmek, saymak bitti bu kentte. Bu kentte? Belki de her kentte... Bilmiyorum ki, gitmek demek bütün bu olumsuzluklardan uzaklaşmak olabilir mi sahiden? Yoksa onları da kuyruğuma bağlayıp mı gideceğim? Keşke emin olsam... Peki ne o zaman? Bilemeden, olasılık hesapları yaparak mıhlanıp kalacak mıyım?  Duracak mıyım? Gergin omuzlarım, bitmeyen dandik işlerim ve birgün ama ne zaman geleceği  belli olmayan birgün hayaliyle toza küle mi karışacağım? "Önü ardı bu be tatlım" diyor oralarda birileriniz, nereden biliyorsun? Ardına baktın da, önüne baktın mı ki hiç?
 
Kıyafetlerim dar geliyor bu sabah. Evim dar. Pencereden bakıyorum, cadde dar... Deniz kıyısına koşuyorum, deniz göl!
 
Nefes al, nefes ver....

Hiç yorum yok: