Hayat nalları dikti. Sadece benim için değil, ülkem için, hatta tüm gezegen için... Üçüncü Dünya Savaşı bu değilse nedir gerçekten bilemiyorum.. İlk ikisini yüzlerine gözlerine bulaştıran tarihçiler, bunu nasıl anlatacaklar acaba?
Herkesin şuurunu kaybettiği, birbirinin gözünü oymaya çalıştığı, her türlü açlığın, tatminsizliğin, çirkinliğin tavan yaptığı yıllardan geçiyoruz. Arada bir okula gidip bizim çocukları görmesem, üç beş arkadaşla abuk subuk konuşup şakalaşmasak vay arkadaş, koskocaman bir gemide bildiğin su alıyoruz!
Bence iş duaya kaldı. Ağzını yaya yaya rakı masalarında ülke kurtaran "sözde aydınlık" insanlarımızla geldiğimiz yer aha burası; nowhere miydi İngilizcesi?
Göbek büyüten pis zenginlerin, yıllardır çıkarları doğrultusunda göt yalamalarını saymıyorum bile. Vergiden yırttınız da sizin çocuklarınız bu gemide değil mi? Alooo!!!
Aralarında vaktiyle adam sandıklarımın olması ne kadar da acı..
Eğitim desen, çoktan satıldı. Okullara ortak oluyor parası bol aileler. Olmadı okul aile birliğinde cirit atarak paşaları için ayrıcalıklar yaratmaya çalışıyorlar. Sonuç, empati nedir bilmeyen, merhametsiz, kolunda birkaç bin dolarlık saatle gezen edepsiz bücürler! Onlara çocuk diyemezsiniz, zira ana ve babalarına ne kadar insan denebileceği belirsiz...
Utanıyorum gerçekten şu yazdıklarımdan...
Utanıyorum gerçekten şu yazdıklarımdan...
Gerçekten dua etmek lazım. İnananlar da bol bol namaz kılsın zannımca. Tesbih çeksinler. Benim durmadan "sabır ya Allah sabır" diyesim var!!! Hatta bağırasım var pek çok!
Buradan çıkışımızın hayal edebileceğimizden daha kanlı, acılı olacağı ne zamandır ufuktaydı da, biz münasip tarafımızı dönmüştük di mi? Ben bile gördüm arkadaş, düşünün artık!
İnsan suretindeki onun bunun çocuklarına dikkat edin diyeceğim fakat ona da dilim varmıyor. Suçun, dolandırıcılığın, hilekarlığın koynumuza girdiği şu şehirde kimi, neyi, kimden kollayacağız?? Yar kim, kaypak kim? it oğlu it kim?
Bir bilsem!
Dua şart. Vallahi tek kurtuluş. Yapacak bir şey kalmadığına göre, git elini yüzünü yıka, hatta çıkart, kalbini de bi çitileyiver lavaboda. Belki azıcık arınırız.. Gerçi kesin üşenir bulaşık makinasına atarsın!
Birkaç ay evvel düşündüklerim ve hissettiklerimle şu an arasında miller var. Ama uçuş mili diiil. Meğer benim aklım uçmuş da, o sebeple geçici iyimserliğe tutulmuşum. Ne zaman yere kondum, pardon çakıldım, işte o an itibariyle kanatlarım kurşun gibi ağır... Gagamda pis bir zift tadı. Bir kendi salaklığıma küfür ediyorum, bir olan biten pisliklere! Şimdilerde devekuşu olup kafamı kuma gömesim var, ancak biliyorum boşuna, yapamam ki.. Sevdiklerim kentin dört bir yanında dolaşırken, hiç olmadığım kadar tetikte ve hiç hissetmediğim kadar gerginim.
Başımı yastıkta huzurlu tutamıyorum.
Başımı yastıkta huzurlu tutamıyorum.
Anneler hala nasıl uyuyor merak ediyorum... Uyuyor musunuz hanımlar? Ülkede heriflerin bu denli sapık olmasının nedeni haftanın yedi günü başı ağrıyan sizler misiniz yoksa?? Bu yüzden mi hala sokağa dökülmedi hemcinlerim?
Feminizm falan diyorlar ya, ülkede önce kadınları hırpalayasım var, onların yetiştirdiği herifler değil mi bu ortalıkta salınanlar??? Bencil, konformist, egoist, megaloman, yetersiz, hadsiz ve de sapık!
Feminizm falan diyorlar ya, ülkede önce kadınları hırpalayasım var, onların yetiştirdiği herifler değil mi bu ortalıkta salınanlar??? Bencil, konformist, egoist, megaloman, yetersiz, hadsiz ve de sapık!
Son olarak, Pakistan'daki lunaparkı uçuran ibnenin evladı cennete gittiyse şayet hiç oralara gidesim kalmadı. Ajandamdan çıkarttım. Yaysın kıçını otursun tek başına pis yaratık. Hatta eline de karanfil değil, gül alsın!!!
Lanet olsun merhametsizlere!
Lanet olsun kendi sefil hayatını kurtarmak veya konforunu korumak için insanların kalbine ateş düşürenlere! Onların hasta zihinlerine lanet olsun!
Yazdım, yazdım ve fakat rahatlayamadım!!!
Yazdım, yazdım ve fakat rahatlayamadım!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder