1 Mart 2016 Salı

ÇOK HEYECANLIYIM!!!



 
 
 
 
Olmuş olan hakkımızda en hayırlısıdır. Biliyoruz, biliyorum... Geride kalan her şey, tam da orada kalmaları uygun olduğundan artık "geridedirler". Bizimle devam etmesi gerekenler ise buradalar zaten; yanımızda, kalbimizde... Aklımızda.
 
Bunları anlıyorum...
 
Bazı temizlikler insanın tüm abartmalarına, onca direnmelerine rağmen kısa sürüyor. Hani evi temizlemeyi gözümüzde büyütürüz, büyütürüz de , başladıktan sonra sadece bir saat sürer ya, tam da öyle hayat. 
Önü ardı iki ay nihayetinde alışkanlık denen şeyin!
 
Aklım, tüm dikkatim kuzeyde... Keşke Erol Hocam yaşasaydı da, ona "bak gidiyorum ışıkları görmeye" diyebilseydim... Keşke sen hayatımda olsaydın da "hani söz verdiğin konyaklar? " diye sitem etseydim... Yok, bunu gerçekten yazmadım say; sen iyi ki yoksun. Bazen bulunduğun yere ne çok yakıştığını unutuyorum, affet.
 
İçimde kocaman, huzurlu, hafif bir boşluk duygusuyla yola çıkıyorum. Sırtımdaki yükleri, özellikle de  "insanları, zayıf ruhlarının ucuz kurtuluşu uğruna, kendi yarattıkları harabelere gömmeye niyetlenmiş kötü kalplileri" karada, sisli, kuytu dünyalarında bırakarak havalanacağım.
 
Yola hazırlanırken, önüme serpiştirilen hediyelerin öylesine farkındayım ki... Güzel bir yoga dersi, bugün açan sümbülüm, çikolatalı kurabiyeler...
 
Asla bizi bırakmayan dostlar..
 
Az kaldı... İçimden bir ses, "hayatı şu ana kadar sevdiğinden çok daha fazla seveceksin" diyor!
 
 


Hiç yorum yok: