Gözlerine uzun uzun bakamadım hiç. Annem senin için "aramızda en çok onun canı yandı" derdi. Belki bu yüzden bakamadım sana doya doya...
Şimdi bir vedadan daha kaçıyorum. Ben senin evine doğru uçarken, sen buraya geliyorsun.. Ne çok isterdim, "dayıcım yeni yılda Sultanahmet'de buluşalım" demeyi.. Hadi yine Alman Çeşmesi'nin önüne gel...
Bir kez olsun bana kederini anlatmadım... Ama en neşeli anlarımızda bile senin, sana saklı sesini duydum... Yaramız beremiz aynı yerdeydi dayıcım. Gözlerinin içindeki kara delik öyle tanıdıktı ki..
Ne olacak şimdi senin güzel gözlerine? Huzurla kapandılar mı? Öyle olmasını diliyorum... Necati Dayıma selam söyle olur mu? Bak, bu şeb-i aruz'da kavuştunuz.. Ne garip değil mi? Yine bir şeb-i aruz... Bizim düğünümüz bu mu dayıcım?
Bir sonraki yaşamda daha çok sevilmeni, sarıp sarmalanmanı isterim. Yine yakınlarımda ol isterim. O hayatta da beni tanı isterim. Bu defa birbirimizi acımızdan değil, sevincimizden anımsayalım olur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder