14 Aralık 2016 Çarşamba

DOLUNAY VE LALE SOĞANIM

 
 
 
Lale dikmek için güzel birgün. Serin, temiz.. Ve en önemlisi dolunay var. Yani tohum atmak için umut verici bir zaman...
Evet huzursuzum, durum durup Faure ve Chopin dinliyorum, onların umutsuzluk ve keder içindeyken bile, umudu esinleyen notalarıyla sakinleşmeye çalışıyorum.
 
Şeb-i Aruz'a saatler sayarken üç gün sonra nerede olacağımı düşünüp gülümsüyorum... Anılarımız, likörler, mutfaktaki pencere, noel kurabiyeleri.. Beş yıldır hayattayım, beş yıldır hayattasın. Bunu kutlamaya geliyorum. Geri kalan her şey o kadar anlamsız ki..
Ama bir lale soğanım var ve artık ondan sorumluyum. Bugün anneni, seni, beni ve Ay seven herkesi düşünerek lalemi dikeceğim. Dün taze toprak aldım. Bu sabah kokladım da, toprağa bırakılmak o kadar da kötü değil... Baksana bir çiçek olacak!
 
Denemek istiyorum... Cesaret etmek, göze almak istiyorum..
 
Çok şey söylemek istediğim, inadına sessiz bir sabah... O halde bakalım kitap ne diyor:
 
Her şeyde bir hayır olduğunun bilincinde ol ve bil ki her deneyim büyümene ve olgunlaşmana yardımcı olması için verilmiştir. Sen deneyimlerini ilk elden bizzat yaşamasan, insanları anlayamaz, onlara kalbini açamazdın. Tam tersine mesafeli durur, onları yargılar ve kınardın. ne kadar zor ya da garip olsalar da deneyimler, sana belli bir amaçla verilmiştir; bu yüzden o amacı bulmak için kendine zaman tanı. Her şeyin içinde benim dokunuşumu görmeye gayret et. Hiçbir şeyin rastlantı sonucu olmadığını ve şans ya da talih diye bir şeyin bulunmadığını anlamaya çalış. kendine en iyiyi ya da en kötüyü çekebileceğinin farkında ol. Kendine çektiğin barış, sükûnet ve huzur ya da  kargaşa ve karışıklık olabilir. Bu senin içinden, senin bilinç seviyenden gelir. Bu yüzden etrafındakileri suçlamamalısın. Bir salyangoz her şeyini beraberinde taşır, evini bile. Sen de her şeyini taşıyorsun ve dışarıya yansıyan budur.
 
14 Aralık, İçimizdeki Kapıları Açmak, Eileen Caddy
 
 
 

Hiç yorum yok: