31 Ocak 2022 Pazartesi

HAYALİ KURULMAYAN SEY YAPİLAMAZ DA*

Günaydın, 

Bolca hayal kurduğumuz, eskiyi geçmişte bıraktığımız nefis bir yeni ay diliyorum. Yarın. Yeni ay yarın.

Elimde hala Clarissa'nin kitabı var. Okudukça içimden ona bizim topraklarin kadınlarını, tanriçalarını anlatmak geliyor. Tıpkı bir zamanlar Dolce&Gaban'ya Selçuklu sanatını anlatmak istediğim gibi☺️

Dünya ne güzel, ne zor bir yer di mi? İnsan her gün yeniden ve yeniden akort etmek zorunda kalıyor kendini. Zira başka yolu yok...

Bu hafta evden çıkacak eşyalarla ilgileneceğim biraz. At, ver, sat bitiremedim. Ne kadar çok birikiyor ev eşyası. İnsan hayret ediyor kendine. Özellikle de şu geri dönüşüm meselesinde. Tekbasima çıkardığım atık inanılmaz .. Karton, cam, plastik .. Neyse, şu an için elimden gelenin en iyisini yapıyorum, yetebildigim kadar.

Umarım hepimiz için güzel bir hafta olur. Birileri paralarına para eklerken bizim gibi garibanlar da çiçeklenen menekşesine sevinir, kitabını okur ve haline sukredip yaşar gider.

Sen sevgili okur şükürde misin yoksa o ne ya diyenlerden mi? Sırf meraktan sordum, cevap vermek zorunda değilsin☺️

30 Ocak 2022 Pazar

MUTLU PAZARLAR

Günaydın,

Geç kalktım bu sabah. Güneşi görünce de  sevindim. Özlemişim ışıklı, kuş sesleriyle şenlenen sabahlari. Kahvemi alıp, menekselerimi sevip klavyenin yanına gelmem ancak mümkün oldu.

Elde var kocaman birgün. Ev temiz, çamaşırlar yıkandı. Yemek pişirmek bile gerekmiyor. Sanırım tam gün okurum. Yeni kitabım su gibi akıyor. Güçlü Kadınları Serbest Bırakın.

Ana Tanrıça kültü ve ölü gömme gelenekleri her zaman ilgimi çekmiştir. Bir kültürü okumak için inançlarını ve sosyal yaşamdaki denge unsurlarını anlamak önemlidir. Daha sonra mimarisine, kap kacagina bakılır. Bu anlamda kolay bir kitap değil. Kelimelerin altındaki bilgiyi görmek öncesinde yazılmış önemli bir külliyata goz gezdirmis olmayı zorunlu kılıyor. Aksi takdirde Meryem'e güzelleme gibi gelebilir okuyucuya. Ama değil.... Çok daha fazlasi var.. Okuyun derim. Üstelik kesinlikle kadın kitabı değil, insan kitabı bence. Erkekler özellikle okumalı.

Bu kitap dışında dün Elif'e gittim biliyorsunuz. Hökan, Elif ve ben güzel bir yemek yedik. Kendi topragimizin şarabını paylaştık. Şimdi sıra bende. Gecikmiş sözümü tutup, buğday ekecegim. Seneye o sofrada Allah in izniye benim ekmeğim olacak. Bu defa çok arzu ediyorum. İnşallah.

Benden şimdilik bu kadar. Sen e okuyorsun son zamanlarda?

Bı de not, Karaburun'da nergisler açmış.... Cennet gibi ...


29 Ocak 2022 Cumartesi

GÜNAYDlN DEDİM MENEKŞELERE

Bence oldum. Eğer insan sabah sabah kedisiyle ve evdeki menekşeleriyle konuşarak güne başlıyorsa tamamdır, artık o yaşlanmistir😂😂

Vallahi böyle billahi böyle. Ama ne yapayım, ikisi çiçek dökmüş biri nazlı nazlı nazlı tomurcuk acıyordu bir haftadır. Bı merhaba demese mıydım? Görmezden mi gelseydim? Olmaz ki! Ayıp.

Bir sonraki aşama geçmişten misafirler ağırlamak olabilir. Zamanda kaybolmak... Bilmem, o gün gelsin, göreceğiz.

Neyse, hepsi şaka tabii, kendi kendime sabah miriltilarim, güne tutunma arzum. Asıl mühim olan içsel neşe. O kayıp ya, aslında bütün eylemlerim onu gidiklamak çabası....

Bugün Levent'e geçiyorum. Elif'le randevum var. Umarım metrobüs insaflı bir kalabaliktadir. Zaten yapabileceğim pek birşey de yok, söz verdim. 

Dün güzel gundu. Damla'yi görmek iyi geldi. Damla'nin kitabını* henüz okumadiysaniz, okuyun. Bugün sıra Elif'de.Bakalim görüşmeyeli neler olmuş?

Ne diyeyim başka, dilerim içimizi neselendirmeyi başarırız. Bu arada rüyamda bir kitap gördüm. Adı Şimdiki Zamanın Gücü. Acaba öyle bir kitap var mı? Duydunuz mu hiç?

*Damla Celiktaban, Beni Büyüten Kadinlar

28 Ocak 2022 Cuma

NEŞESİZ ÜLKEM

Dün Avrupa yakasına geçtik. Özlediğimiz yerlerde gezinmek iyi gelir sandim. Gelmedi. Ne Küçük Ayasofya, ne köfteci Selim ne de Büyük Ayasofya... Olmadı. Rahat, mutlu hissedemedim.

Kapalı Carsi'da daraldik. Nur u Osmaniye hiç olmadığı kadar ruhsuzdu. Neydi sorun bilemedim.... Mekanın, zamanın içine yerlesemedim.

Sonra, çok sonra dönüşe geçtiğimizde Ekin'le konuşurken anladık, neşe yoktu. Civiltisi kalmamıştı insanlarin. Ses yoktu ...

Etkiliyoruz birbirimizi. Şimdi şimdi anlıyorum neden daha çok dua ve meditasyon gerekli. Çünkü doğrudan yapılabilecek birşey yok. Ne yazık ki yok...Bu endiseli, yürek burkan sessizliğin ilacı yok ne yazık ki...

Birtek ben değilim di mi bu aslında huzur vermesi gereken sessizlikle zorlanan?

Sen nasılsın sevgili okur? Sende zorlanıyor musun günü yaşamakta?

27 Ocak 2022 Perşembe

GÜNAYDIN



Günaydın, 

Kar durdu. Elde var buzzz. Burhan'in doğumgünü bugün. İyi ki doğmuş. İyi ki var. 

Eminonu'ne gideceğiz belki Ekin Atalar'la. Dün kitaplarını imzaladı nihayet! Haşhaşlı çöreklerle tutuşturdu elime. Bakalım neler yazmış merak ediyorum. Mahallemiz yazar cenneti☺️ Bu arada Damla ile de margarita içilecek, aklımda.


Haftaya İzmir yolcusuyum inşallah. İlk kez nergis mevsiminde oralarda olacağım. Heyecanlıyım. Popomuz donacak ama olsun!

Dün dayimla konuştum. İyi geldi. Duyguları nasıl değişiyor insanın. İlişkilerin de mevsimleri var. Bazen uzun kişlar, bazen kısacık baharlar, bunaltan yazlar... 

Dayimla uzun bir kıştan çıktık. Bahara inanamayan acemi çocuklar gibiyiz. Kayıp yollarımız, yolda yitirilen yıllarımiz var. Onu hiç affetmem sanıyordum, oysa açıklığı, samimiyetiyle merhametimi kazandı. Zamanla ona guvenebilmeyi çok isterim. Umarım.

Sizin var mı böyle ilişkileriniz? İçinizde dönüp duran mevsimleriniz? Yasayamadiginiz aşklar? Ofkeler? Anlasilamadigindan terk edilen insanlar...

Hiçbir duygu kalıcı değil. Degisiyoruz, hatta bazen donusuyoruz. Emek harcayanlar yanyana kalıyor, diğer herkes ve herşey ötede, geride... Tılsımlı bir ilişkiye denk gelmek şans, ama onu mümkün kılmak emek istiyor. İçine doğduğumuz aile, en büyük sınav. Fakat bu sınavı vermeden tekamul, hadi geç tekamülü, huzur yok. Mümkün değil.

Bu sabah kedimin miriltisi eşliğinde kahvemi içerken hayata bunlari düşüneceğim şekilde geliştiği için minnet duyuyorum. Özellikle de günün anlam ve önemi için. İyi ki Burhan gibi bir dostum var, iyi ki doğmuş, iyi ki birbirimizi iskalamamisiz.

Sizin iyikiniz kim?


26 Ocak 2022 Çarşamba

Kimim Ben?

 


Bilsem, ah bir bilsen kimim ben?

Birilerinin ablası, kardeşi, öğretmeni, komşusu, masal kahramanı, yengesi, okul arkadaşı....

Kavuşamadıği sevgilisi, peri padişahının kızı!

Kimim ben yahu?

Elvan, sadece Elvan.

İçi dokuz, dışı kirkdokuz.

Aklı fikri pazen elbisesinde, nergis tarlalarında. .. Günbatımında. Pazar yerinde. Burnunda mandalina kokusu, damaginda keçi peyniri tadi. En çok Victor'un arkadaşı Elvan'im. Zarife Anneannemin Elvan. Eşref Amcanın Elvan. Başka kimse tanımıyor beni...

Sende bil istedim sayın okur☺️☺️

EĞER...

Günaydın, 

Bedel ödemek diye birşey var hayatta veya dengelemek diyelim adina. Karla gelen rüya gibi günlerin bedeli çamurlu, buzlu, kırılmış ağaç dallariyla bezenmiş sokaklar...

Keşke sadece bu kadar olsa. Türlü sebepten hayata geciremedigimiz her senaryonun bedeli var .. Ödediğimizi farketsek de, edemesek de.

Mesela eğer ben yeteri kadar cesur ve başına buyruk olsaydım, olabilseydim çoktan arazime üç kulübe yerleştirmiştim. Theodora ile buralardan goceli üç yıl olmuştu. Şimdilerde bademler ciceklenmis, tavuklar büyümüş, çitin içine diktigimiz ağaçlar boy vermişti....Çıkıp dolastigimiz araziyi nergisler süslemiş, ektigimiz tohumlar toprağın altında sabirsizlanmaya başlamıştı...

Eğer ben yeteri kadar akıllı olsaydım işi birakmis, özel derslere odaklanmis ve projeleri değerlendirir olurdum şimdilerde. Yarım kalan çocuk yogası kitabımı bitirmiş, yenisini düşünüyor olurdum.

Öyle çok eğer var ki yanımdan akıp giden.... Eğer ve keskeler.... Oysa çokça rağmen ile baslayan cümlem olmaliydi bu yasimda. Odedigim bedele rağmen sectiklerimi anlatmaliydim. Beyaz geceler için çamurlu yola eyvallah demek gibi yaşanmalı hayat.Yoksa geriye yasanmamisliklarla dolu tuhaf bişi kalıyor insana.Ki o da pek iyi gelmiyor kalbe.

Sen bana anlatsana bugün rağmen ile başlayan birkaç güzel şey.

25 Ocak 2022 Salı

KEDİLER




06:49 uyandim. Bu sabah da beyaz sokaklar, bembeyaz. Kazakla yattığımdan boynum tutulmamıs. Bu iyi haber. Ne kadar soğuk olursa olsun, kollarımı yorganın içinde tutamıyorum. Sonucu tutulmuş bir boyun, kulunç girmiş kürek kemikleri oluyor. Kısmet. 

Dün kedilere ciğer almıştım. Sabah dolaptan çıkartır, isitirip veririm demistim fakat kedi yok sokakta. Saklanmislar. Geçen kış baktigim anne oğul... Dilerim iyidirler.

Asla yetemem biliyorum, olsun. Herkes iki kediden sorumlu olsa ezilen, aç, hasta hayvan kalmaz. İstanbul'un kedileri için hayat zor. Rekabet büyük... Martilar, kargalar ve en fenası acımasız şoförler. Tüm sokağın sahibi edasıyla araba kullanan şuursuz insanlar.

Ne demek istediğimden emin değilim bu sabah, duygularım karisik. Sessizliğin içinde huzursuzla nmaya basladim. İnce ince kirilan buz tutmuş  göl içim, sessizlik buz üzerindeki yavaş adımlar.

Karlar Kralicesi ne ulaşmaya çalışan ve sevgili arkadaşını kurtarmaya gittigini unutup kraliçe nin esiri olan Kay. Bilir misiniz o masalı? Bazen öyle hissediyorum. Birini, biseyi, kendimi kurtarmaya çıkmışım yola ama içim donmuş. Amacimi unutmusum.. Öylece kalmisim. Durmusum. Durdum. Dondum..

Kediler diyordum. Yoklar bu sabah. Onların buz üzerinde yürüyen minik patileri nerede? Bu sağır eden çıtırtı nereden?



24 Ocak 2022 Pazartesi

BEYAZ GECELER*

İkinci Gece.

Henüz sıkılmadım, hala lapa lapa yağan karı seyrediyorum. Bazen çok hızlı hareket ediyorlar ve bazen de çok yavaş... Uzaktaki apartmanların ardından gökgürültüsü  duyuluyor. Orada sarı beyaz bir aydınlık var. Puslu günbatimi. Turner tablosu.

Henüz sıkılmadım. Sessizlik iyi geliyor. Film izlemiyor, okumuyor, yemiyor ve içmiyorum. Uykum da yok. Öylece seyrediyorum. Bıkmadan, usanmadan yeryüzüne dökülen milyarlarca kar tanesinin güzelliğine bakıyorum. Yıllarca yanımdan gecip giden mevsimlerden, sokagimizda çiçeklenen ağaçlardan, ısınan denizlerden, soğuyan topraktan ve nicesinden af diliyorum.

Bartu ve Durul aradilar. Doğum günlerini unutmuşum... Özür diledim. Affettiler. Çünkü anladılar ozrum içten, unutusum dalginliktan.Kotulukten degil..

Bahçedeki ağaçlar ağırlaştı. Bir tek erguvan mutlu. Onu yoramadi rüzgar ve kar.

İstanbul bembeyaz. Denizden bakmak istedim şehre şu an. Kız Kulesi'ne, Kandilli'ye, Saray Burnu'na... Karanlık denizin ortasında sımsıkı giyinip öylece seyretmek istedim kenti.

Yavaşladı kar. Döne döne inemeye basladi. Zaten neden acele ediyordu ki? Varacağı yer, yer ... 

Kendimi kar kuresinin içinde hissediyorum. Hissediyor muyum? Yok, daha çok hayal ediyorum.

Beyaz gecede kar küresine birakilmış kırmızı balığım ben, gözüne uyku girmeyen küçük kırmızı balık!

Ya sen kimsin?





 *On beş yaşında okuduğum Dostoyevski kitabı

BEYAZ SABAHLAR ll



Günaydın, 

Dün size önerdiğim gibi kendi sessizligimde bitirdim geceyi. Kahvaltıda tam kadro annemdeydik, sonra Ekin Anil'da bir mola verip, eve dondum. Akşam kizlar uğradılar. Ellerinde çorbalar, votkalar, bozalar... Battaniyelerin altında sohbet ettik.Mahallecilik hepimize iyi geliyor bu kış.. Onlar gidince sokak lambasının ışığında kar seyrettim. Manzara an be an güzelleşti, güzelleşti. ..En son ne zaman bir hava olayına böyle pür dikkat baktığımı düşündüm. Unutamadigim kar manzarası Isparta'dan...

Büyük teyzenin, Naile Teyze'nin evindeyiz. Babaannemle ilk ve son seyahatimiz. Ata topraklarindayiz.. Naile Teyze ve enişte Anadolu zengini, görgülü, eğitimli, tatlı insanlar. 

Salonda dev bir pencere var. İlk kez bu kadar güzel bir kar manzarası görüyorum. Parça parça kopartilip yeryüzüne bırakılan pamuk şeker gibi kar taneleri! Lapa lapa yağıyor ... Uzun uzun bakıyorum. Enişte gazete okuyor. Çaydanlık sobanın üzerinde. Ben pencere önünde ..

On bir yaşındayım. Ata topraklarinda, atasiz.

Otuz yedi sene sonra aklıma gelmiş kar seyretmek! Ne fena... Ne trajik! Ve ne güzel bir u dönüşü, trafiği d..nunda sallamayan!

Aferin bana! Aferim.Merkür güneşin kalbinde, kalbim göğüs kafesimde.

Battaniyenin altında Vefa Bozası, Ekin Atalar sahiden Vefa'ya gidip aldı, içerken çok mutlu, umutluydum. Donup kalmış hissetme reseptörlerim can bulmuştu sanki. Olanı olduğu gibi kabulde, şimdiki zamanın içinde ve kendimdeydim. 

Sokak lambasının altında dans eden, dönen, savrulan, uçuşan ve bana milyarlarca kar tanesinin ne numaraları olduğunu, olabileceğini gösteren tek seyirlik filmi keyifle izledim. 

Hayal kurmadım, geçmişe savrulmadim, geleceğe gitmedim. İlk ve son kez bakar gibi baktım. Görmek için, tüm varlığımla katılarak izledim.

Essizdi. Sessiz, görkemli. Tevazu içinde. Kar olmaktan başka herşeyin dışında. Yere düşeceği anın hesabindan uzak, varolusta bir an. Tek bir an. Birlikte, uyumlu ve bağımsız... 

Erguvanim gelin gibi. Kalın ve yaşlı gövdesi öyle güzel ki ... Zakkumlara ağır geldi kar... Olsun.

Bugün evdeyim, beyaz, bembeyaz birgunde sıcak, güzel evimde. Biraz sonra kedileri beslemeye inerim. Peki sen? Bugün de benimle sessizlik oyunu oynar mısın? Herkesin çok konuştuğu bir Dünya'da birazcık susalım mi?

Bakarsın içimizi duyarız☺️

23 Ocak 2022 Pazar

BEYAZ SABAHLAR



Dün kar elekten süzülen un gibiydi. Gel dedi kızlar, gitmedim. Çıkalım dediler çıkmadım. Sonra yaka paça fırladım evden ve üç kadın markete gittik. Biri makyaji,  diğeri taytıyla gayet makulken, ben henüz satın almadigim toprağın çiftçisi olmuştum bile kar botlarimla! Çok güldüler ev kılığıma. Haklılar aslında, tepemdeki topuzdan ayaklarıma kadar her parçam nefes kesiciydi!!! Sabah sabah masrafa soktular beni ama kendi çapımızda eğlendik. Nasıl gariban oldu nesemiz, markette eğlendik yaw.

Sonra Ekin Atalar bize Rus yemekleri yapacağını söyledi. Ulen dedim, un gibi kara mi? St.Petersburg mubarek!

İyi kalpli kadinmis. Bu sabah al sana Rus ortamı dedi yaratan. 

Beyaz Sabahlar.

Az evvel Ruhi ve Ekin Anıl uğradilar balkonun altına, öpücükler gitti geldi aramızda. Sonra kedileri beslemeye indim, kahvem soğudu. Fakat onlar açken icemezdim... Şimdi ılık kahvem ve gelin gibi erguvanimla basbasayim. Sen neredesin? Benim yazdıklarıma bakmaya buraya kadar zahmet edip gelen sen, kalbin, aklın, fikrin nerede? 

Biliyor musun, bu muhteşem sessizlik içimizi duymak için büyük fırsat. Buyuleniyorum doğadaki seslerden.... Ama en çok da şu derin sessizlikten. Ölüm, doğum, felekler ötesi bişi var bu beklenmedik eslerde. İyi geliyor insana,en azından bana.

Bazen sağır oldugum bir Dünya daha mı güzel olur diye geçiyor aklımdan. Ama olmaz. Rüzgarı duyamam, yaprakların hisirtisi... Ah İznik'deki çınarların altı.... O ses olmasa eksik olurdu hayat.

Neyse, sen diyorum, sever misin karla gelen sessizliği? 

Dur bekle, bı kahve alıp geleyim.

Vazgeçtim. Yazarken zihnim hep burada. Oysa o da sessizce izlesin istiyorum. Bu sabah bu kadar yeter. Gel, birlikte bir oyun oynayalım. Üzerine kalın şeyler giy. Yüzünü yıka, bir nemlendirici sur. Sonra pencerenin önüne rahat bir koltuk seç ve camları aç! Derin derin nefes alip verelim. Manzara güzelse yaşadın! Değilse hayal et.

Bugün okuma. Yazmayayım. Bugün, bu beyaz sabahta sessiz kalalım olur mu?

Önemli Not: Mahalleden simitçi geçerse simit al, sercelere ekmek ufala. Onların karnı, senin ruhun beslenir. İnan bana 


22 Ocak 2022 Cumartesi

SERÇE

Erguvan ağacıma konan serçenin şarkısıyla başladım güne. Serçenin azmini görmesem, yemek aradığını bilmesem nasıl güzel bir sessizlik var sokaklarda. Böyle gunlerde Sultan Ahmet Meydani'nda olmak istiyorum. Kar Ayasofya'ya çok yakışıyor.

Tez zamanda oralara ugramak şart oldu. Kar kalkmadan vapura atlayıp bakmaliyim şehrimin güzelliğine.

Ağaç dallarındaki kar sürpriz oldu, hiç beklemiyordum. Beyazın ne kadar huzur verdiğini unutmuşum, hele kabus görülen bir gecenin sabahında ... Ben pek kabus görmem, depresyona da girmem kolay kolay fakat bu defa zorlanıyorum. Hasır altı yaptığım can acım gündüz ses etmese de gece hep koynumda! Zihnimin tüm karmaşası en berbat senaristin işi gibi kovalıyor beni. Kaçacak yerim yok, uykudayim!

Neyse, elde var sabah. Elde var hayat. Bu güzel karlı günün dilerim keyfini cikartirsiniz. Şahsen ben öyle yapacağım. Bı de pencere kenarına azıcık ekmek bırakır misiniz?

Sercelere☺️

21 Ocak 2022 Cuma

HERSEY DEGİSİR,BAZEN DÖNÜŞÜR



Biz inanmasak, inanmasak da herşey değişir. Bazen yavaş yavaş, bazen tam umut bitince ya da aniden olur ama mutlaka herşey değişir.

Şu içinde bulunduğumuz zaman bu konuda büyülü bir tetikleyici.Her an değişiyor ve donusuyoruz. Ben nihayet büyüyorum.Sonunda yalnızlığımın gücünü,ailemin guzelligini ve şanslı bölümünü görüyorum yasamimin. Annem yaşlanıyor, kardeşim olgunlasiyor, asla bırakmam dediklerimi neşeyle, minnetle ardımda birakiyorum. Umudum kırıldığı yerden cicekleniyor. Üstelik bu defa tam mevsiminde, ne erken, ne de geç.

Korku ve umut zaman zaman birbirinden rol çalsa da bu defa yalnız değilim. Ben varım! Kulağa saçma gelse bile içimdeki yankısı çok güzel "ben" demenin. Ben tekil değil, ben cogulmus....

Gündüz yuva arıyorum kendime, kendimize ve gece rüyamda kesilmemiş hesapları kesiyorum. Öteki oluyorum, dinliyorum, konuşuyorum. Vedalasiyorum. Ne vedalarin sonu geliyor, ne de merhabalarin. Bunun adı yaşamak. Ben yaşıyorum. Olum çok yakında olunca mümkünmüş yasamak. 

Bahar için çok umutluyum. Neseliyim. Bu karanlık ve ıslak sabahta kahvem, kedim ve güzel battaniyemle delice mutluyum!

Gunaydin!

19 Ocak 2022 Çarşamba

HAVA BUZZZ, GUNLERDEN CARSAMBA

Sahiden soğuk. Pek mizmizlanmam ben soguktan, genelde sıcağı sevmem fakat şu an benim ev bile serin. Aklıma Fatma Aliye'nin Refet hikayesi geldi, birbirine sokulup ısınmaya çalışan anne kız....Çok etkilenmiştim. Kelimelerle soğuğu, yoksulluğu hissetmiştim. 

Buarada börek falan yapacaksanız haber vereyim, yufkanın tanesi beş lira. Dün kardeşim yedi yufka alınca şaşırıp kalmış. Belki sizin mahallenizde ucuzdur diyeceğim ama olsun da dört lira olsun. Ne fena di mi? Gariban bir aile börek yiyemeyecek mi artık?

Kendim için değil, Dünya icin korkuyorum. İbriktepe'de hissettiğim de buydu. Sessizliğin içinde gelecek var, gelecekte ise savaşlar. Victor hep anlatırdı... Canım benim.

Neyse, bugün neler yapacaksınız? Ben okula gideceğim. Cocuklarla kar tanesi mandalasi boyariz. Sonra banka ve gücüm kalırsa Kadıköy. 

Ya da Kadıköy u yarına atarım, Ekin Atalar'a gidip asuremi alayım☺️☺️ Kendisi mahallemizin pasta börek sefidir. Sağolsun.

Yalnız yataktan nasıl çıkacağız bilmem. Theo yemek yedi döndü, ben kahveyi alıp döndüm. Halimiz feci😂🤣🤣

İçlik giyeyim bari! Hadi bizden sevgiler



18 Ocak 2022 Salı

HAMAM


Sorarlar adama yürek mi yedin diye. Benim son haftam biraz öyle oldu. Trakya gezisinin sonuna hamam ekledik dün. Çünkü fareler gibi yaşamaktan yorulduk. 

Mahallecilik yaptık. Dört kadın, bir kız çocuğu bastık gittik! İyi de ettik. Hepimiz birbirimize "bacım sağol, vesile oldun" diye diye bı hal olduk! Herkes başına gelecek felaketi beklemekten yorgundu. Birimizde hasta köpek, diğerinde tebligat, oburunde acil ev arayışı.... Ama bir de hayat vardı yani basimizda tüm bunlara rağmen akan, asla geri döndüremeyeceğimiz zamanlar... Dün kendimizi seçtik ve zamanın içine cup diye atladık.

Ne güzeldir ki hepimizin favorisi aynı hamammis! Üsküdar Çinili Hamam. İstanbul'da tek geçerim.

Bir kadının kendini tam bir teslimiyetle açtığı tek yer hamam. Kastım memeleri açmak değil, kelimenin tam anlamıyla gevşemek. Nasıl göründüğünü, ne olduğunu, olacağını salmak! Sahiden suyla bir olmak. Hamamcı ablanın her hamlesine hayatta kimselere gostermedigin uyumla karşılık vermek. Bin kere "Allah razı olsun" demek. Kendini güzel, kusursuz ve yumuşak hissetmek.

Suyun gücü. Mimarinin büyüsü. Işığın dansı! Hamam bu işte. Bı de gazoz!

Çok iyi geldi. Sadece hücrelerime değil, zihnime de iyi geldi. Kendine kıyak geçmeyi unutan ben, sevindim. Sacimdaki  krem, yüzümdeki maske, elimdeki köpük değil, asıl suyun sesi iyi geldi. Musluklar kapandığında sessizliğin ortasındaki çıplaklık iyi geldi. 

Soyunmak ve yikanmak, soyunmak ve yüzmek... Her ne ise işte o sahiden iyi geldi.

Dilerim omicron bizi bağışlar!


17 Ocak 2022 Pazartesi

STOP FORREST STOP


 Günaydın, 

Bilgisayarım hala tamircide. Tüm iletişim işlerim, yazı da dahil telefondan🙃☺️Zormuş, bu hafta Kadıköy'e inmezsem şasi olucam, inersem omicron! 

Secemedim.

Hafta sonu Trakya'daydik. Yine toprak sevdasıyla düştük yollara. Bulur gibi olduk da. Ama k..cim dondu. Soğuktan ayak parmaklarını hissedememek ve baş ağrısı ile kivranmak nedir ekledim deneyim listeme! Aci, keskin ve insanı sersemleten bir soğuk. Akdeniz insanina sahiden şoke edici.

Kaldığımız kulubenin kapısının üzerinde fotoğraftaki güzel not vardı. Tabii Burhan gördü. Ben kafamı kaldırıp bakmamıştım bile. 

Keşke bu yıl böyle bir seçimim olsa diye düşündüm. Dursam; hastalanmadan, kendi rizamla,seçerek ve farkına vararak dursam. Ah bi dursam, oradan hız kazanacagim da, ne mümkün..

Cok isim var bu hafta! Yine dikis makinesine dokunamayacagim... Olsun, herkese iyi bir hafta diliyorum. Dolunay var, o güzelliğe bakmayı unutmayın olur mu?

 


14 Ocak 2022 Cuma

DEĞİSKENLİK SİZİ DE YORUYOR MU?

Beni çok yoruyor. Gittikçe daha çok rutinime kıymet verir oldum. Zaten içimde hep Yunanistan'a tatile gitmeyi seven bir Alman yaşamistir😂🤣 Duzenimi bozarken bile planlı olmayı isterim.

Öyle anı yaşayan, vur ... rahvan gitsin diyebilen insanlardan olamadım hiç. Deniyorum hala, inşallah birgün. Umut var di mi?

Bu sabah erken uyandım. Buraya kadar rutin. Kahve ve yazı yazmak da öyle. Dışarı çıkar miyi m bilmiyorum. Malum yarın sabah yolcuyuz. Belki yolculuk için poğaça pişirin. Belki pisirmem. Burhan'in annesi gözleme yapacak nasıl olsa.

Akşama bı tarhana kaynatayim ama hava tam çorba havası. Bı de güzel patatesli omlet! İbrice için kahve, şarap, viski tamam. Biraz peynir, bı de mücver var aklımda. Egemen köfte salata yaparız dedi. Ne zamandır bir kulübe önünde ekmek arası köfte veya sucukla şarap içmek istiyordum. Bence hepimize iyi gelecek☺️

Şehirden çıkmak genelde bana iyi geliyor. İnsan kimildadiginda tazeleniyor. O derinden bağlandığımiz rutin bizim olsun ama bizi ele gecirmesin istiyoruz. En azından ben sanki boyle istiyorum. 

Gezegen retrolarini anlatıyor astrologlar. Uykuda kalanları uyandırmak adına. Bugün Cuma, dilerim uyanmaya olan niyetimiz goklerde duyulsun. 

Sanırım en derin değişiklik arzum bu. Yoksa mekanlar, insanlar hep bahane.... Ben uyanmali, ben degismeliyim. İçsel nesemi çabucak, gu nluk sevimsizliklere teslim etmemeliyim. 

Hayırlı uğurlu bir Cuma, kazasız belasız bir retro ve ugurla gidilecek yol. Dileğim bu, çok amin.


13 Ocak 2022 Perşembe

RETRO ASLlNDA METRO

Erkekler neden genç kadinlari tercih eder desem, hemen et meselesine veya cinsel yetersizlik korkularina baglarsiniz. Oysa keşke bununla sınırlı olsa.. Daha trajik şeyler var. Dur bak, anlatayım

Gençken, insan başına gelen herşeyi sadece kendisinin yaşadığını zannediyor. Dillendirmek, anlatmak nedense zor geliyor... Bu yüzden ozellikle karşı cinsle yaşanan deneyimler genellikle birer travma olarak orada, halinin altında kalıyor. Anlatilsa sinek kadar kıymetli olmayacak mevzular zamanla serpilip büyüyor ve sağlıklı tercihlere çelme takacak kıvama geliyorlar. Oysa ilerleyen yillarda yapılan sohbetler gösteriyor ki, hemen hemen her kadın en az bir defa yakinlari tarafından taciz ediliyor ve utancından sakliyor! Ben mi sebep oldum acaba, yoksa yeşil ışık mi yaktım bilmeden gibi sorularda içini kemirip duruyor.. Ve neredeyse herkesin yasanmis veya yasanmamis bir evli adam/eski sevgili hikayesi var. O eski püskü şey mutlaka bir kayıp yaratıyor. Miktarı ve cinsi de dişinin yaşına, zekasına, deneyimine,geçmiş travmalarina göre degisken!

Erkeklerin bilmediği ve cuvalladigi bir yer var ama😂🤣 Yeterince zeki olan erkek kırk yaşını aşmış bir kadında bu topa girmiyor. Zira kadının da o sure zarfinda armut toplamadigi aşikar. İlla şansını deneyecekse en ideali 25-35 yaş aralığı. Nereden biliyorum derseniz, elbette başıma geldi. 

Karisiyla mutlu olmayan, ama çocuğu için vefa gösteren ve bizi çok seven erkekler üzerine yıllarca ne yazdım be! 🤣😂 Saçlarım beyazladi biricik aşk masalimin ucuz bir replik olduğunu anlayana kadar! 

Şahsen ben vaktiyle  afiyetle yedim bu numarayı. Yıllarca da utancımdan sakladim. Sanki ayıbı olan  benmişim, yalan söyleyen, evli olan öteki değilmiş gibi yerin dibine girdim. Adamın hikayesini "bu bir klasiktir" diye anlatan, beni uyaranlara da, ki bir iki kişi idi,bozuldum. Meğer ne yerinde bir ikazmis. Kaz kafam!

Aynı şeyi yaşayan yüzlerce kadın olduğunu kirkimi aşınca ve  kadın sohbetlerinde yasadigimi anlatabilmeye baslayinca gördüm!!!! Kelimesi kelimesine aynıydı hepimizin biricik hikayesi. Sanki aynı sınava girmiştik ve aynı notu almıştık. Adamlar dilenen çingeneler gibi ezberciydi! Ya bari hatırım için yaratıcısı olsaydin diyesi geliyor insanin! Hiç değilse o aşamada özel hissetseydim! Ama yok...

Bak bak listeye gel:

Çok mutsuzum,

Anlaşamıyoruz ama kızımız/oğlumuz var,

Bende ailem dağılmış büyüdüm, çocuğuma yapamam,

Karımla sevismiyoruz,

Sana ev açayım ve/veya tatile gidelim,

Yakinda bosanacagiz,

Sen olmadan da bitecek bu evlilik,

Karım ve/veya ben kanser olduk...

Daha neler neler.... Teması değişmeyen ucuz, klişe hikayeler! Bir filmde görsen çüş dersin ama kendi hayatinda pek kalbine dokunuyor insanın.

Dün aynısı arkadaşımızın başına geldi. Hafta sonlarına renk arayan abi, muhtemelen pahalı bir fahise için bütçesi yok, bizim kızı arıyor. Dikkatinizi çekerim, aradan yirmi yıl geçmiş.  Ozurler, pişmanlıklar, manipulasyonlar, teklifler .. Ve evde bir kadın ve bir kız çocuğu!

Elbette kağıt üzerinde bir evlilik. Anla yahu, ahde vefa🤣😂

Vay arkadaş. Biz sana o kızı yedirir miyiz? Layigi senin gibi bir pislik mi? Elbette değil. Sana aramizda ne diyoruz kalitesiz yaratık biliyor musun? Retro ile gelen metro ile gider.Cunku ederin bu😂🤣 Kendine başka bı kapı bul caniko. 😘














12 Ocak 2022 Çarşamba

KAHVE

Uzun zamandır yatakta kahve icmemistim. Ev sıcak olmasına rağmen, bu sabah bardağımi alıp yatağa dönmek istedim. Gerci er geç kalkip okula gideceğim, o ayri. İnsan biraz kimildamali di mi?

Haftasonu Trakya planımız var. Kışın da görelim bakalım oraları. İki gün dayanabilecek miyiz acaba? Kısmet!

Dün kızlarla plansız bir buluşma oldu. İyi geldi. Sabah kahvesi gibiydi. Çiçekler, allıklar, kahve ve su. Tabii bolca halden anlama. En güzeli halden anlama.

Gündelik işlerden cabucak yorulur olduk hepimiz. Uykumuz bozuldu. Endişe ataklarımız arttı. Altı ay sonra ne iş yapiyor ve nerede yaşıyor olacağız belli değil.... Annem bile sordu dün, "nereye tasinacaksin? Eşyaların ne olacak?" 

Bilmem! Gerekirse sadece kedim ve kıyafetlerimle bı yere😂🤣

Gevşeklik değil bu. Vallahi billahi değil. Beni bilen bilir, keşke gevşek olsam. İşin aslı şu ki, bilmiyorum, sahiden bilemiyorum.

Tek bildiğim duama, dileğime, kalbimden geçene dikkat ediyorum. Mesela yatağa kahve getiren sevgili dinlemiyorum artik! Çünkü son sevgilim yatağa kahve getiriyordu ama başka da bı numarası yoktu.

Şimdi dilek değişti: yaşamaya niyetli, sevmeye, sevilmeye niyetli, ezberini bozabilecek, beni ezberimden çıkartacak bir ruh istiyorum. 

O bı gelsin, kahve zaten gelir. 

Neyse, hava buzzz, ufak ufak hazırlanıp cikmaliyim. İnsallah azicik kar yağar da günü kahve konyak ile bitiririz. Güzel birgün olsun hepimize


11 Ocak 2022 Salı

DEPREM

Korkuyorum. Bunca zorluğa deprem de eklenirse diye endişeliyim. Yataktan sicriyorum bazen, sallandigimizi zannediyorum. Sonra avizeye bakıyorum, sakin.

Günler birbirinin aynısı. Çoktan kaybedilmiş bir maçta top sürmek gibi hayat. Daha iyi kılmak istediğimden emin değilim. O bile çaba, enerji...

Neyse, bugün Salı, yarın Çarşamba.... Devam ediyoruz.

9 Ocak 2022 Pazar

HİZALANMAK

Güneşli ama terletmeyen, üşütmeyen, sanki ben yola çıkayim diye an be an güzellesen gün. Özledigim, fakat ne zamandir cesaret edemedigim birsey sehirde dolasmak. Şimdi dogruca Uskudar'a gidiyorum. 

Hava yumuşak. Bogazin sulari isil isil. Ruzgarin taşıdığı tuz zerreciklerini derin derin içime cekiyorum. Nefesim bayram yeri. 

Cok oyalanmiyorum kıyıda, yoksa devam edemem, biliyorum. Carsiya yürüyorum, istikamet Valide Atik Kulliyesi. O kadar özlemişim ki bu sokakları, tabanlarim kanatlandi sanki. Artik adım değil benimkiler, daha çok öpücükler  bırakmak parke taşlarına.

Hasret kalmışım avlunun sessizliğine, çınarların görkemine, kahvenin beşyüz yıllık kokusuna. Kendi girdabinda dans eden beş yaşında bir çocuğuğum Sinan'ın avlusunda ve zaman firil firil dönüyor icimde! Birgün tüm cesaretimi toplayip sırtüstü uzanmak istiyorum avluya.

Selvilerden alamıyorum gözlerimi, iki dünya arasındaki dengeyi sağladıklarını hissediyorum. Birden karyatidler ve selviler ne kadar da  benziyorlar diye geçiyor aklımdan. Kimbilir bu benzerliği nasıl kuruyor zihnim?
Zihnimi okumaktan acizim ne vakittir...

Buradan Bulbuldere'ye mi insem,  Zeynep Kamil'e mi çıksam karar vermeliyim. ZEYNEP Kamil de karar kılıyorum. Ne çok çeşme var yolun altinda kalmış. 
Çeşme, su ve yol altında kalmak.. Hayat ve su. Hayat irtifa kaybetmiş... Ah zihnim sen bı sussan!

Güzel mahalleler buralar. Şehrin gizli hazineleri. Sadece hamamlar, parklar,çeşmeler de değil, mesela şu az evvel konuştuğum yanakları pembe, saçları simsiyah yaşlı kadın. Sokaga girdiğim an bakışlarıyla yakaliyor beni:
-Kedi var mı orada?
-Var.
-İyi bari. Zehirliyorlar biliyor musun? Zehirli et veriyorlar.
-İnsanlar ne kötü bazen
-Cok, burada çok kötü insanlar var
-Oysa mahalleniz ne güzel!
- Şurada otuyorum ben.
- Çok şanslısınız 
-Kedilere bakiyorum.
-Allah razı olsun sizden. İyi bakın kendinize. 
-Sagol.
Onu, yarı Bodrum evini ve kötü insanlardan kurtulmayı başaran üç beş kediyi ardımda bırakıyorum.
Kediler, selviler ve karyatidler diye fisildiyor zihnim. 
Ne diyorsun Allah askina??

Zeynep Kamil'den çıkışı Karacaahmet' in duvarlarını izleyerek yapıyorum. Buraya kadar gelmişken bizimkilere ugrayayim bari.
Bizimkiler, ailemin suskun parçası az ileride. 
Yol kenarından bir papatya koparttim. Annem olsa kizardi. Ben de kızdım kendime ezberden, kacirmam kendimi hirpalama firsatini. 
Habersiz gidiyorum ziyaretlerine. Yol boyu kafamın içinden olanı biteni anlatıyorum ona ama kirli mermere popomu koyduğum an, lal kesiliyorum boslugunda. 
Neden? 
İcim kırgın sana. O kadar sessizsin ki... 
Papatyayi göğsüne denk gelen yerde bırakıyorum toprağa ve aynı anda görüyorum kalbinden yeşeren mine çiçeklerini. Zamansız gidişin gibi mineler;  bahara daha var.

İsiklarda zikzaglar çizerek Çiçekçi' ye ulaşmak gayretindeyim. Yesil. Kirmizi. Sari.Yesil.

Buraya ilk ve son gelişim Naci'yle. "Sarayı seyredebileceğin en güzel semt" demişti. Haklıydı. Onu da haklı olanlar cekmecesine koydum geçen yıl. Sustu.

Mahalle nasıl güzel ... Kediler, dükkanlar, evlerin arasinda uçan martılar. Başka bir ülke, başka bir alem .. 
Uzun zamandir parkta unutulan ceket gibiydim. Unutulan bedenimdi, dünyada unutulmustu ve ruhum da alıp başını gitmişti şimdiki zamandan. Ama içimi duymaya, kendi ritminde adimlar atmaya izin verdiğim bu güzel günde, beklenmedigim bir şey yaşadım. Martılar parke taşlarına pike yaparken hizalandim! Ruhum, bedenim ve zihim aynı askta, varlığım yeniden yorungesindeydi!
Şehrin  sokaklarini adım adım, koşmadan, seve oksaya gezerken, ruhumu yakalamistim. Kazanmayi ummadığım, hatta dusunmedigim vakitte,  paratoner gibi çekip almıştı selviler onu gittiği yerden ve kediler ensesinden yakalayıp bana getirmişti. 

Kaldırımda lafladigim genç çingene kadın ne güzel gulmustu bana. Ne iyi oldu tanistigimiz. Ne iyi oldu onu görmeden az evvel ruhumun bana donmesi.
Yine de siyah kedinin yanında duramadım. Henüz o kadar dinginlesmemistim. Hala insanlık adina kaygiliydim. 

İntiharı engelleyen tellere dokundum delik deşik edilmiş Haydarpasa'yi seyrederken. EVET, buradan kimse atlayamazdi. Önlem alinmisti. Hatta kimse olemezdi, modern tıp izin vermezdi. İnsanları sonsuza dek yaşayacaklardı yakında. Uzayda koloniler kurulacakti.  Peki sevinç? İçsel bir neşe, yaşama sevinci de saglayabilecekler miydi?

Zihnim, bir karatid üzerinde üçgen alınlık; her daim soruları var. Bedenim yol kenarindaki kara kedi; ama duramayanindan. Ve ruhum mezarlıktaki görkemli selviye oykunmekte....

Beni bir kez daha yorungeme oturtan kadim sehir, kentlerin kraliçesi, sagol,varol.Nur ol.Bu güzel gün için bin teşekkür sana.
Eteğinde uyut beni Meryem, tuzlu rüzgarlarınla dolaş  saçlarımda İstanbul. 


8 Ocak 2022 Cumartesi

RUHUN BEDENE YERLEŞTİGİ SEMT

"Çok değiştin. Kaç kere af diledim. Amma inat ettin, böyle değildin sen..." dedi onbeş yaşında tanıştığım Meltem. Yine karşılaştık. Köpeğini gezdirirken, pastanede çay içerken, garajına girerken.. Arabasından inmeden yalvardı yine. 

Dönmem, dönmeyeceğim. Kalbimi kıran herkese eyvallah dedim diye bir kez daha aynı b.ku yiyecek değilim. Bitti. Ben gidemem, bitiremem,  yufka yürekliyim di mi? İ ih. Bitti o iş, inan Elvan da gidebiliyor, O da kendini seçebiliyor. Zamanına değer biçebiliyor. Bitti işte. 

Zamanla inanırsın Meltem, ben nasıl zamanla arkadaşlığımızin yuzeyselligine, senin ben acıdan kivraniren sarıp sarmalamak yerine akıl verislerine inandiysam, sen de benim gidebildigimi görürsün. Vefa da bir yere kadar. 

Selametle bacım.

Bu hafta bı gezegen retro... Bu sebepledir ki,eski dostların, eski sevgililerin portlemesi normal.... Ama benim kalbimde başka bişi oldu, başka bir eski, eskimeyen çağırdı bu defa. Bir semt, bir aşk, bir özlem için döküldum sokaklara... Bugün onu yazacagim... Bekle azıcık.



7 Ocak 2022 Cuma

OMRlCON, OMlCRON, Ne MlCRON???

Galiba bu konuda yazmayan bir ben kaldım! Belki hevesimi yitirdim. Muhtemelen yoruldum. Belirsizlik ve endişeden oluşan kokteyl hiç iyi gelmedi. Zaten yazsam ne, yazmasam ne,  mühim mi ki? Nasıl olsa bu konu beni aşıyor. Yol kenarından akan yağmur suyunda ufacık bir yaprak gibiyim. Bütün hükmüm olsa olsa bu kadar...

Velhasıl dün 12:00 de çıktım sokağa, baktım herkes dışarıda. Kadın, çocuk, genç, yaşlı... Öyle ilk aylardaki pandemi havasından eser yok. Mesafe, maske falan da nanay. Haklı insanlar, oyuncak olduk üç beş kocabaşın elinde. Kurşun asker oynatır gibi oynuyorlar hayatlarımızla. Ne okuduğumuz haberin, ne duyduğumuz bilimsel gelişmenin anlamı yok. Parayı veren düdüğü çalıyor. Egolar tavan. Sözde herşey iyilik için! 

Boşversene! Maddeye esir olmuş çoğunluk. İnsan günden güne daha yalnız hissediyor. Dün  12:00 de evden çıkıp tekrar dönene kadar başıma gelenleri yazacağım bugün. Sanırım son iki yılın en güzel günlerinden biriydi. Doğu kilisesinin yeni yılı olduğunu da bu sabah fark ettim. Demek o yüzden ışık oyunlariyla bezenmişti yurudugum yollar☺️

6 Ocak 2022 Perşembe

KENDİNİ SECMEK

Uyuzum böyle insanlara. Kendini seçenlere. Deli gibi kıskanıyorum. Nasıl oluyor da Dunya onların etrafında dönüyor??? Neden onların merkezde  durduğu ve benim etrafta dolandigim bir semanın altındayiz? 

Ay! Deliricem! Gezegen olmak istiyorum kardeşim, uydu değil!!!! Alooo kim yetkili merci, beni duyuyor musunuz? İletişim formlarını kime vericem?

Beden farkindaligim çok düştü. Yoga matina çıkamıyor, saglikli yemekler pişirmiyorum. Sanki hayat bir, ben iki tokat atıyorum kendime! Oysa hala güzel şeyler var. Umut, arkadaşlar, olasılıklar, potansiyel güzellikler...

Geri geri giden Merkür! Sen mi bana böyle kör topal hissettiriyorsun? Yazıklar olsun sana. Ama bak diyeyim, eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yagarmis. Yani benden sana ekmek yok. Yıllarca doyurdum seni, it is over my dear. 

Neyse, Üsküdar'a gidiyorum bugün. Bir yağmur alır mı???😂🤣 Çiçekçi, Zeynep Kamil turu aticam. Dizim agrimazsa belki Valide Atık de bı kahve içerim. Kısmet 

Sen ne yapacaksın? Merkur pislik peşinde bak, demedi deme!  Ben yapamadım, sen yap; kendini seç, kendini sev! Ben de çatır çatır catlayayim🤣😂😂

4 Ocak 2022 Salı

RUHUM ESMER DESEM DE

Tatlı bir kadınla tanıştım yılın son günlerinde. Neşelendirdi, güzelleştirdi hayatlarımızı. Birlikte gülüyoruz, dertleşiyoruz, bişiler iciyoruz. Bildiğin mahallecilik oynuyoruz pür neşe. 

Pür neşe ve herşeye rağmen...

Hayatımda ilk kez yeni yılda yeniye çevirdim yüzümü. Eskiye bakmıyor, aramıyor ve beklemiyorum. Aksine; umudum, gayretim, elde neyim varsa hepsi geleceğe hazır.

Yeni arkadaşimin upuzun saçları, koyu kahverengi gözleri ve selvi gibi boyu var. Enduluslu dilberlere benzeyen fiziğini tamamlayan nefis bir koku kullanıyor. Misss gibi baharatlı bir koku .. Bana da aldı bir tane sağolsun ama hiç yakışmadı. Yine de şansımı zorluyor ve olmadi saclarima sürerim diyorum kendime. Ben çok sevdim diye zamanla yakışacak değil, biliyorum. 

Bilmek ve kabullenmek ne uzak!

O yüzden esmerim ben vallahii diyerek şakalar yapıyorum. Ruhum esmer, düşüncelerim esmer😂🤣 Olmaz mi?

Olmuyor... Ne kadar sevsem de bana baharatlı koku yakışmıyor. Bana ruhu sakat adam da olmuyor. Cebimde, kalbimde, kelimelerimde taşıdım yıllarca, oradan biliyorum. Hep düşüyor, yere, zemine, yerine...

Bazı erkekler baharatlı parfüm gibi; ruhuna yakışmıyor insanın... Çok şükür kalın kafam bu bilgiyi sindirdi. Elbette zaman zaman saçıma surecegim ve başkasında görüp, koklayıp imrenecegim ama bana yakışmadığını bilerek ... Ne parfüm muydu anlttigim? Yoksa erkek mi?Esmer değilim ki ben🤣😂

Velhasıl yeni yıla güzel girmekten mutluyum. Yapılacak işlerim, sevimli bir evim ve yeniye açık kollarımla sukurdeyim.

Bir Endülüs dilberi olmasam, baharatlı kokular bana yakismasa da mutluyum.

2 Ocak 2022 Pazar

ZAMAN

Zaman kendi başına anlamlı mıdır? Bence biz ona anlam yüklüyoruz ona. Mutlu zamanlar, karanlık zamanlar, neşeli zamanlar, üretken zamanlar..

İşte tertemiz bir yıl. İstediğimiz anlamı yüklemek için hazır, önümüzde. Bir taraftan heyecan verici, öte yandan endişelerin gölgesinde. 

Yaşlanmak pandemiyle birlikte gündemimize geldi. Kendi adıma ilk defa artık eskisi kadar enerji dolu ve genç olmadigimi hissettim. Farklı bir dönemine girdim yasamin. Sanırım yavaş yavaş kabul ettim.  Elbette kremler, vitaminler ve şifalı yağlarla direniyorum ama bu direncin kendime saygimi yitirmeme ve inandığım dönguleri inkara sebep olacak yere gitmesine izin vermiyorum. Botoxlar, rötuşlar, binbir gizli operasyon bana göre değil. Yaşadığım her dönemin izi var bedenimde, yüzümde. Ben bunlarla itismeden yaşamayı seçtim. Sokaktaki uzun beyaz sacli, pelerinli ihtiyar olacağım ben. Hani şu kuşları ve kedileri besleyen☺️

Olduğum gibi görünmekte ısrar edeceğim. Yaşamakta, mis gibi yapmamakta daha da ısrarlı olacağım. Dikiş dikmeyi ogrenecegim bu yıl, bitki bakmayı, daha çok dua etmeyi. Oruç tutacağım Ramazan'da. Sofra kuracağım aileme, dostlarıma. 

Ayrık otu temizler gibi temizleyeceğim gereksiz likleri. Yerine en sevdiğim ne varsa yerleşsin diye.

Zamana isimler uyduracagim özetle; mutlu zaman, renkli zaman, sevmek zamanı, gülmek zamanı, keşfetmek zamanı..... 

Mutlu seneler buraya gelip yazdıklarıma bakan sevgili okur☺️❤️