18 Ocak 2022 Salı

HAMAM


Sorarlar adama yürek mi yedin diye. Benim son haftam biraz öyle oldu. Trakya gezisinin sonuna hamam ekledik dün. Çünkü fareler gibi yaşamaktan yorulduk. 

Mahallecilik yaptık. Dört kadın, bir kız çocuğu bastık gittik! İyi de ettik. Hepimiz birbirimize "bacım sağol, vesile oldun" diye diye bı hal olduk! Herkes başına gelecek felaketi beklemekten yorgundu. Birimizde hasta köpek, diğerinde tebligat, oburunde acil ev arayışı.... Ama bir de hayat vardı yani basimizda tüm bunlara rağmen akan, asla geri döndüremeyeceğimiz zamanlar... Dün kendimizi seçtik ve zamanın içine cup diye atladık.

Ne güzeldir ki hepimizin favorisi aynı hamammis! Üsküdar Çinili Hamam. İstanbul'da tek geçerim.

Bir kadının kendini tam bir teslimiyetle açtığı tek yer hamam. Kastım memeleri açmak değil, kelimenin tam anlamıyla gevşemek. Nasıl göründüğünü, ne olduğunu, olacağını salmak! Sahiden suyla bir olmak. Hamamcı ablanın her hamlesine hayatta kimselere gostermedigin uyumla karşılık vermek. Bin kere "Allah razı olsun" demek. Kendini güzel, kusursuz ve yumuşak hissetmek.

Suyun gücü. Mimarinin büyüsü. Işığın dansı! Hamam bu işte. Bı de gazoz!

Çok iyi geldi. Sadece hücrelerime değil, zihnime de iyi geldi. Kendine kıyak geçmeyi unutan ben, sevindim. Sacimdaki  krem, yüzümdeki maske, elimdeki köpük değil, asıl suyun sesi iyi geldi. Musluklar kapandığında sessizliğin ortasındaki çıplaklık iyi geldi. 

Soyunmak ve yikanmak, soyunmak ve yüzmek... Her ne ise işte o sahiden iyi geldi.

Dilerim omicron bizi bağışlar!


Hiç yorum yok: