18 Haziran 2022 Cumartesi

DUYGULARA BETON DÖKMEK


Günaydın,

İki gecedir kalp çarpıntısı ve tansiyon yükselmesiyle irkiliyorum. O kadar uzun zamandır olmamıştı ki, beni ne kadar tedirgin ettiğini unutmuşum. İlk kez Victor öldüğünde başlamıştı. Umarım o noktaya kadar gitmez. Çünkü acillerde bulmuştum kendimi.

Hücre bazında sevmek nedir biliyordum da, korkmak nedir onu böyle öğrenmiştim.

İnsanın başa çıkamadıklarını gömmek, saklamak gibi çok eski huyları var. Kıyamadıklarımızı da saklamaz mıyız? Pek çok duygulanım da öyle. Saklıyoruz. Sadece diğerlerinden de değil, o kadar uzun süre saklıyoruz ki, kendimiz bile unutuyoruz varlıklarını. Sonra hiç umulmadık bir anda o hisler hortlayınca elimiz ayağımıza dolanıyor. Beton dökmek diyorum ben, hepimiz başa çıkamadığımız anılara, hislere adeta beton döküyoruz. Gömmek, yakmak, geride bırakmak değil, beton dökmek. ilginç değil mi?

İnsan olma deneyimini çok önemsiyoruz. Varlık olduğumuzu unutup, deneyimin ayrıntılarında kayboluyoruz. Dünya oyunlarında rol almanın önemli bir şey olduğunu zannedip, hırslara, yarışlara, takdir edilmeye, onaylanmaya kaptırıyoruz özümüzü. Oysa değmez.

Benim ıhlamur ağacım daha çok sevilmek için çilek vermiyor mesela. Neyse, kahveyi sabah bir taneyle sınırladım. Kilo vermek de lazım. İçki de yok doğumgünüme kadar. Mümkün olduğunca meditasyona oturayım bari:)

Güzel bir hafta sonu olsun.


Hiç yorum yok: