26 Haziran 2022 Pazar

VENEDİK'DE SABAH.

 

Şimdi balkonda kahvemi içerken aklıma geldi, müthiş bir sabahtı Venedik'deki ilk sabahım. Hafif hafif yağmur yağıyordu. tatlı bir ürperti vardı tenimde. O en sevdiğim erken yaz hissi. Kaldığımız otelin personeli Venedik dışında banliyöde yaşadıklarından henüz otelde hayat başlamamıştı. Hep nefis bir kahve hayal etmiştim İtalya'daki ilk sabahımda ama o gün şansıma otelin Murano apliklerine ve avizesine pek yakışmayan kahve otomatı vardı salonun köşesinde. Uzun etme Elvan dedim içimden, Venedik'desin sonunda, al bi kahve, iç gitsin.

Kalın perdenin önündeki çalışma masasına oturdum, sanki beni bekliyordu. Kahvemi içerek yazmaya başladım. En sevdiğim defterimi almıştım yanıma. Venedik'de müthiş bir konaktaydım ve içinde olduğum ana inanamaz haldeydim. Düğünümde bile bu kadar mutlu ve heyecanlı olmamıştım. Gerçi iyi bir örnek olmadı, düğünümde hiç heyecanlanmamıştım.

Bunu neden hatırladım, bir önceki yazıda bahsettiğim şey yüzünden. Venedik'de hiçbir tatilimde olmadığım kadar şıktım. Yanıma ipek gömlekler, rahat ve şık ayakkabılar ve hatta ruj ve parfüm bile almıştım! Şehre yakışma arzusu vardı içimde. Sanki hayatımın hikayesi için gitmiştim oraya, uzun upuzun hayallerden sonra varmıştım yedi denizin ötesine!

Sahiden çok isterdim bir süre Venedik'de yaşamayı. her sabah özenle hazırlanıp, uzun uzun yazıp, uzun uzun okumak. kanallarda dolanmak ve akşam nefis bir şarapla minicik lokantalardan birinde sakin sakin yemeğimi yemek.

Tutkuyla sevdiğim tek şehir olabilir Venedik. Muhtemelen bir daha göremeyeceğim şehir... Aklıma geldi şıklık dediğim için. En şık tatilimdi:)

Hiç yorum yok: