3 Ekim 2024 Perşembe

HAZİRAN Kİ, BENCE ADI HEZEYAN!

 
 
 
 
Zor zamanlardan geçiyoruz anladım... Işığı göremediğimiz bir yolda, geri dönemeyecek kadar yorgun, ilerleyemeyecek kadar umutsuz, öylece sürüklüyoruz bedenlerimizi, ruhlarımızı.. İnsandan çok, oyun isteyen yavru bir köpeğin ağzında hızla savrulan ev terliği gibiyim. İnsanların hiç ama gerçekten hiç uğruna ölüp gittiği, eceliyle ölmenin neredeyse mit olduğu şu fani dünyada, merak ediyorum; gerçekten ama gerçekten insan gibi hissedebilen, vicdanlı, merhametli, adaletli, içtiği sudan, yediği lokmadan utanan birileri kaldı mı?
 
Varsa, ki var, varlar biliyorum, onlardan daha çok tanımak istiyorum; umuda ihtiyacım var!
 
Haziran'da ölmek zor demiş şair, öyle mi? Asıl bu hezeyanda yaşamak zor!
 
***
 
Çocukların mezuniyeti Haziran ayının en güzel günüydü. Ağaçlar ve çocuklar.. Bak Jasmin, tam  burası çok önemli. Hani ormanda bir ağaç çemberinden bahsetmiştim ya sana, işte yine o çember vardı! Matlarımızı o çembere serdik, ellerimizi kalbimizin önüne aldık. Dairenin büyüsünden midir nedir çocuklar öyle sakin, o kadar mutlu ve uyumluydular ki... İçim sevinç doldu. Beni kandıran, kandırdığını zanneden onlarca yetişkinin hayatımda açtığı yara bere ışıklı sularla yıkandı sanki. Ben gittim, başka bir kadın geldi yerleşti bedenime. O oynadı çocuklarla, o öptü kokladı hepsini.. O sevdi, sevildi, ben semirdim! Ah Jasmin, ağaçlar, çocuklar ve ben ne güzeldik, görseydin keşke! Buraya sana birkaç fotoğraf koyuyorum; kokla bak, missss.
 
 
 
 
Şimdi hepsi tatile gittiler. İnanır mısın şehir ıssızlaştı. Galiba yüzlerce kötü şey olurken, bu umut dolu anları paylaşmak istedim. Bizi ayakta tutan şey umutsa eğer, çocuktan daha umut dolu bir şey göremiyorum..
 
 
 

Hiç yorum yok: