9 Ocak 2017 Pazartesi

KAR

Gunlerce suren yagmurlar hatirliyorum cocuklugumdan. Hic bitmeyecekmis, gok delinmis de biri elinde igne iplik oylece kala kalmis gibi durmadan gece gunduz yagan yagmurlar.
Sokaga cikamazdik! Fatma teyze ayagina lastiklerini gecirip gelirdi bize. Karsi sokakla aramizda bir dere olusurdu. Jeepler eger lastiklerine tas sikistirilmamissa dere boyunca suruklenir ve denize dokulurdu. Saka degil, vallahi!
Annem beni de o dereden tuttuklarini anlatmisti. Kucuk kirmizi bir balikmisim, babamla gelip tutmuslar beni. Eve gelince de kucuk bir kiza donusmusum! Iste benim dogum hikayem!
Neyse, bu yagmurlar deli gibi gokgurultusuyle gelirdi. Odumuz patlardi. Sobanin yanina iyice sokulur ve yag kandili isiginda hikayeler dinlerdik. Gokdede hikayeleri. Bu korkutucu sesler onun ofkesiydi. O halde uslu dursak sakinlesir miydi?
Ne zaman yagmur yagsa mutlaka mahallede bir elektrik diregi devrilir ve karanlikta kalirdik. Bunu sevdigimizi hatirliyorum. Ozellikle de meyva yiyerek hikaye dinledigimiz saatleri.
Cocukken ogrendim kendimi oyalamayi, gunlerce evde kalsam gam olmaz. Okurum, yazarim, resimdir, muziktir derken saatler akar gider. Sanirim o uzun kis gunlerinde edinilmis bir terbiye. Kimse bizi eglemezdi, bunu yardimsiz basarabiliyorduk.

Yagmur gunlerce devam edince sokaklardan akan su tertemiz olurdu. Mutlaka anlatmisimdir, halilarini kilimlerini yikardi kadinlar. Bambaska bir hava eserdi ortalikta. Kek kokusunu animsiyorum, zeytinyag ve susamli... Ve Zarife anneannemin mis gibi ekmeklerini...

Kar gordugumde epeyce buyumustum. Ilkokuldaydim. Kar bana zor anilarimi animsatir... Oysa yagmur ve gokgurultusu huzur verir... Algi iste... Neyse, azicik orgu oreyim....

Hiç yorum yok: