14 Ekim 2016 Cuma

KENDİMİ OLDUĞUM GİBİ SEVİYOR VE KABUL EDİYORUM.








 
"......Sağlıklı ve güçlü kalmak, beden için olabildiğince besleyici olmak çok önemlidir. Ayrıca birçok kadının , özünde "aç" olduğu konusunda hemfikir olmam gerekir. Ama kadınlar belli bir büyüklük, biçim ya da boy için veya klişelere uymak için açlık çekmekten çok, kendilerini kuşatan kültürden temel bir saygı görememenin açlığını çekerler. İçerideki "aç", saygı görmeyi, kabul edilmeyi ve en azından klişeleştirilmeden karşılanmayı özlemektedir. Eğer gerçekten "dışarı çıkmak için feryat eden" bir kadın varsa, bu feryadı başkalarının onun kendi bedenine, yüzüne, yaşına yönelik saygısız yansıtmalarının sona ermesi içindir...."
 
Kurtlarla Koşan Kadınlar, Clarissa P. Estes
 
Geçtiğimiz yıl bu zamanlarda bacaklarımın yeniden koşmak arzusuyla sabırsızlanırken, hızımı kesenin bir erkek olduğu yanılgısı içindeydim. Oysa zavallının bir suçu yokmuş kendi olmaktan gayrı... Beni hareketsiz ve nefessiz bırakan asıl şey "aşksız" ve "kopmuş" hissetmemmiş.
 
Yine de toplumun dayatmalarını ( Yalnız yaşayamazsın, bir ilişkin olmalı, ilişkin varsa evlenmelisin, evliysen çocuk yapmalısın, çocuk yalnız büyümez ikinciyi de yapmalısın.... ) kendi gerçekliğim zannetmek yanılgısının pençesinde kıvranırken, asıl istediğimin koşulsuz sevgi ve özgürlük olduğunu çok geç, kendimi "terkedilme acısı" çekiyor pozuna soktuktan, epeyce zaman kaybettikten sonra görebildim!
 
İnsan olmak böyle bir şey işte; yer yer yalancıyız kendimize...
 
Şimdilerde yeniden ve şimdiye kadar hiç olmadığım kadar güçlenirken, tıpkı Güçlü Şövalye'nin* üst üste dizdiği ejderha kafalarına bakıp, anlamsız bulması gibi, hayatımda yer alan sınırlı sayıdaki karşı cinsin de aynı şekilde, beni bu güne getiren, dönemi için makul, şu an için kelimenin tam anlamıyla "yetersiz", "uygunsuz" eş adayları olduğunu görebiliyorum.
 
Ha, "bu kendini beğenmişlikle işin zor" diyenlerinizi duyuyorum. Haklısınız, bu bolca emek harcadığım, her hatamı hem kendi gözüme ve hem de karşımdakinin gözüne sokan tavrımın, olmakta olan ben'in hayatını kolaylaştırmadığını kabul ediyorum. Ama daha azını istemiyorum.
 
Ve kim söyledi size kolayı kovaladığımı?
 
Feminist falan değilim. Sadece bütün dayatmalardan ve "ben" zannetmemi isteyerek üzerime yapıştırılan yaftalardan istifa ediyorum. Kendim olmayı seçiyorum. Öfkem, travmalarım, zaaflarım, hayallerim ve daha ne varsa hepsiyle birlikte kendimi kabul edip, daha şefkatlice kucaklamak istiyorum.
 
Kadın olmak ve insan olmak hakkımı sonuna kadar koruduğum bir hayatta ne bedenimi, ne de emeğimi sömürtecek değilim. Birkaç kişi tarafından alkışlanmak ve sevilmek için de taklalar atmayacağım.
 
Oh be, ne iyi geliyor insana yoga!
 
Namaste bacılar
 
 
 
* Kendisi çok kıymetli bir şahsiyettir. Yakında tanışırsınız:)
 
 
 

Hiç yorum yok: