Eğer aşık olsaydım, aşk hakkında yazamazdım. İnsan aşıkken yazamaz, okuyamaz, uyuyamaz, acıkmaz, susamaz... Aşk insanın kimyasını bozan, sosyal yaşamına darbe indiren, fabrika ayarlarını darma duman eden fena bir "şey" dir. Değil midir?
A değil mi sahi? Bize böyle öğretmişlerdi. Tüh ya, şimdilerde böyle yaşanmıyor öyle mi? Zaten aşık olmanın girizgahı falan da kalmadı di mi? Ben ve benim gibi birkaç dinozor gitsek mi buralardan?? Zira gerçeği kaldıramıyoruz Sarışın:)
Gerçekten aşık olduğumuzda ne acayip tepkileri vardır bedenin... Bizden bağımsızdır kelimeleri, eli kolu savrulur, konuşurken tükürükler saçmaya başlar.. Ayağı takılır düşer. Anlatırken, anlattığı şeyi unutur. Kendini komik duruma düşürecek ne kadar saçmalık varsa ardı sıra gelir. Elleri uyuşur insanın, midesinde güveler, kelebekler uçuşur. Bağırsakları bozulur. Uyku mu? Sanki artık ihtiyaç yoktur. Acıkılmaz. Acıkınca da iştah olmaz.
O arıyorsa telefonun anlamı vardır. Hatta bizim zamanımızda postacı diye bişi vardı, beklerdik kapıda. Mail vs olmadığında APS yolu gözlerdik. Sevgiliden gelecek mektuplardı hayatı anlamlı kılan... Sayfalar dolusu gündelik cümle arasında bir tek "özledim seni", "seviyorum" kelimeleri seçilirdi.
Zangır zangır titremek, soğuk soğuk terlemek kelimelerini duyan var mı? O beden tepkileri sadece hastayken verilmezdi, aşk da bir tür akıl tutulması olduğundan, sevgiliyi görmek böyle bedensel tepkiler doğururdu.
Karşısındakini tıpkı alelade eşyaları tüketircesine tüketen bir topluma dönüştüğümüz doğrudur. Biriyle tanışmak için "pışt n'ber?" demenin yeterli olduğu, onu yatağa atmak için ise konuşmaya bile gerek kalmadığı da doğrudur. Öyleyse, yani her şey bu kadar kolaysa, bulaşığı, çamaşırı makineler yıkıyorsa insanlık neden ölümüne tatminsiz?
Küçük insan der ki, "seviyorsan ona resim yap, git öp!"
Yani bunca hengamenin arasında azıcık içinizi ısıtan birileri varsa; dosttur, kardeştir, anadır, sevgili adayıdır bence gidip bir resim verin, hatta öpün ya. En fazla saçmaladığınızı düşünüp, bıdırdanır ama şansınızı denemiş olursunuz:) Sevginin bin bir yüzü var, birini yakalarsınız bence.
Dünya Sevgi ve Sevgililer Günü şahanedir ve kutlanmalıdır. Şahsen biz okulda misler gibi kutladık. Sümüktür, hapşırıktır umursamadan öpüştük, sarıldık.
Eee o halde ne diyoruz; Sevgililer günü kapitalizmin en şahane hediyesidir. Bu durumda Kutlu ve de pek mutlu olsun!
Önemli Not: Yarın Ömer'in doğum günü. Bugün sınıfa boynunda "ÖMER 5,5" yazan bir kağıtla geldi. Hatta 5,5 yaş dansı yaptı! Yaw bundan güzel hediye mi olur söyler misiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder