Evde bir kavanozum vardı benim, içinde kırgınlıklarımı biriktirdiğim... Geçenlerde baktım kapağından üzüntü sızdırmaya başlamış. O gece uykuya yatmadan evvel kavanozun dibi delinsin, içine attığım her kırgınlık sonsuza dek yok olsun diledim.
Sabah kalktığımda ilk işim salona gidip kavanoza bakmak oldu. Gitmiş! Bana da bir not bırakmış:
Böyle olamazdı!
Gücenmedim değil.. Ama gücenik yaşamak kırgınlıktan daha kolay. Kalamadığı için içimi savaş alanına çeviren, kucağıma patlayıcı bırakan zalimlerle karşılaştırılınca, onu çok daha naif buldum..
Şimdi onlarca kez yaptığım gibi bavul toplarken, boşalan mercimek kavanozunu yıkayıp salona bırakayım diyorum. İçine "olasılık" koyacağım. O benim "olasılıklar kavanozum" olacak.
Aşkta olasılık, dostlukta olasılık, üretimde olasılık, hayallerde olasılık... Kırgınlık kavanozum gitmeyi seçtiyse, boşluğuna dayanamam değil mi? O halde yeni bir kavanozum olmalı.
İlk parçayı attım bile içine... Bir olasılık!
2 yorum:
bir tane de ben atabilir miyim: dostluk
Eyvallah guguk kuşu:))
Yorum Gönder