3 Kasım 2011 Perşembe

GUGUK KUŞU İÇİN:)


Her sabah bekliyorum demişsin ya, şimdi ben sana merhaba demeden nasıl çıkarım ki evden?
Gerçi uzun uzun anlatamayacağım şu anda ama akşam söz yazacağım; dün ilginç bir toplantıya katıldım. Waldorf eğitimcilerinin "masal" toplantısına. Bu birbirinden farklı toplantılarla kafamda öyle çok şey yerine oturuyor ki, bazen çocukların hakim olduğu sadece sevgiden inşa edilmiş bir dünyayı yaratabileceğimize gönülden inanıyorum. Bu konuda öğrendiklerimi yazdıkça bir anne olarak senin özellikle okumanı isteyeceğim.
Yaşadığımız yüzyılda neden mutsuzuz ve neden içimiz hep boş bunu anlamak ve araştırmak yerine, arsızca o boşluğu doldurmaya çalışırken pek çok annenin çocuğunu nasıl hırpaladığını görüyorum.. Bu toplantılarda ise farklı seçenekler olabileceğini ve her zaman, her yerde olduğu gibi bütün sırrın en basitte saklandığını anlıyorum. Basit olan ise derinde...
Yapmamız gereken tek şey elimizi kalbimizin üzerine koyup onu çıkartmak! Çok kolay ve bir o kadar zor.. Ama değer. Konu bir insanın yetişmesi ise değer bence:)
Ve tabii bütün bu hikayenin beni en çok ilgilendiren bölümü masallar. Masallar bu oluşumda ne rol oynar? Sembollerin dili düşündüğümüz kadar karmaşık mıdır yoksa çocuk kalbin yazdığını, kalple okur mu? Okur! Bakınız MOMO!
Anlayacağın heyecanlıyım. Hem de çok!

2 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

aman tanrım tüm yorumum uçtu gitti, bu 2. internetin azizliğine uğradım. aynı şeyleri yazabilirmiyim bilmiyorum olsun yazan yürek aynı olunca en fazla kelimeler değişir ama anlamlar aynı kalır.
evet her sabah olduğu gibi bilgisayarımı açtım, bloğumu açtım, ve sana baktım ordaydım ve benim için yazmıştın, nasıl şimardım nasılll anlatamam...seni momo ile tanımıştım, o yüzden bu yazı daha bir anlamlı geldi bana. momo hala aramızda. aslında ipuçları gözümüzün önünde sanırım momoyu okuyanlar yüreğindeki çocuğu öldürmemiş olanlar, derinlere itilmiş olabilen üstü ıvır zıvırla kaplanmış olan çocuk ruhunu özleyenler. ne dersin seninle MOMO KLÜBÜ koyalım mı? mmmm belki de açmayı hayal ettiğim kitap kafenin adı MOMO olur ne dersin ve sen de oraya gelir benim haya ettiğim deneme kitabını imzalarsın.
Dün akşam fatma pınarı avm deki parka götürdüm ve tüm akşam ben de bu söylediklerini düşündüm, onları izledim ve sabah asistanıma hayvanları ve çocukları izlemek tam bir meditasyon dedim. neolur öğrendiklerini, yorumlarını yaz. Benim için çok değerli yazdıkların ve umarım birsürü kişi de okuyordur yazdıklarını. çocuklarla ve hayvanlara, doğayla yani "GERÇEK OLANLARLA" beraber olarak tekrar gerçekliğimize geri dönebiliriz.
Şimdi burdan sana merhaba diyorum ben de, oysa söyleyecek çok fazla söz var ama bir o kadar da yok, ne dersin....

Fortunata dedi ki...

Momo Cafe, bana uyar. bayıldım hatta:)))Ve çocuk izlemek kesinlikle meditasyon:)))