
28 Şubat 2009 Cumartesi
Aramızdaki Çin Seddi'nin Adı.

27 Şubat 2009 Cuma
Enya.

26 Şubat 2009 Perşembe
DÜŞ MÜŞ!

24 Şubat 2009 Salı
Rüyamdasın Nihayet!
23 Şubat 2009 Pazartesi
Çocuksuz ve Sigarasız Hayat.

21 Şubat 2009 Cumartesi
Büyüyememek:))
20 Şubat 2009 Cuma
MUTLU YILLAR GÜZEL KADIN.
Neden kaçıyorsun? Bugün senin doğumgünün. Dünya'da iz bıraktığın bir koca yıl daha yaşandı! Hala senin ayak izlerini takip edenler var, görmüyor musun? Ben varım, kızın var, Mia var... Seni önemsiyoruz.Afedersin, müziğin rahatsız edebileceğini düşünmedim. Demek keman sesi ağlatıyor seni. Hala ağlayabiliyorsun... Ne güzel hem de bu yaşta... O da ağlar mıydı, merak ediyorum?
19 Şubat 2009 Perşembe

17 Şubat 2009 Salı
Lav.
Bütün gece rüya gördüm. Uyudum uyandım, arkası yarın gibi devam etti rüya hali. Ne yazık ki konuyu hatırlamıyorum. Oysa gecenin tuhaf bir anında yataktan fırladığımda tekrar gözlerimi kapatmadan evvel kendi kendime rüyamı anlatmıştım. Fakat sabaha sadece bir kaç görüntü kalmış kafamda.Bu telaş devam ederken, rüya hafiften kabusa dönüyor. Lavlar dökülüyor bir kraterden! Etraf cehennem gibi. İçimden dünyanın sonu olmalı diye geçiriyorum. Gerçekten korkuyorum. Zaten uyandığımda hala o korku vardı üzerimde. Sıcaklığı hissetmedim ama bir yanardağın dibinde durup fokur fokur kaynamasını izledim! Yanımda bu kez bir kadın vardı. Sanırım Külkedisi idi. Yüzünü görmedim.
16 Şubat 2009 Pazartesi
Thyke Senden Yana Olsun.
Bahar sessizce gelmez dostum, ve bahar sessizce geçmez. İnan bana. Kalbi olanlara daima fısıldar gelişini. Düşünsene geçen sene nasıl bangır bangır yaşamıştık erken baharı? Bu yıl da aynısı olacak. Bu kez ben, senin en sadık izleyicin olacağım. Sen hakkın olanı hayattan alırken, ben haklı olanın kazandığını izlemenin hazzına bırakacağım kendimi. Erguvanların altında keyif kahveleri içeceğim bol bol.15 Şubat 2009 Pazar
İkea Sen Bizim Herşeyimizsin.
Bir sevgililer gününü daha kazasız belasız ve de oldukça manasız bir şekilde atlattıktan sonra gerçek hedeflerimize doğru, motivasyonu arttırıcı bir sabaha uyandık bugün.Ajdar gayet işe yarar ve şirin şeyler buldu doğrusu. Özellikle kırmızı çöp kovası ve Sophie'nin lambasına bayıldım. Ebru ve ben, acil bir kaç parça dışında kendimizi tutmayı başardık. Ama mavi bir tencere takımı vardı ki, vallahi canım "ev"lenmek istedi. Ben ne zaman İkea'ya gitsem, bi gözüm dönüyor zaten; aklım fikrim banyo mutfak, çanak, çömlek oluyor. Adeta reddettiğim tarafım fırlıyor içimden!
İşte böyle, koşturmacalı bir pazar gününün sonundayız. Tüm saz arkadaşlarıma ve dostlarıma harika bir hafta diliyorum. Şahsen ben epeyce yoğun olacağım, umarım hepimiz için verimli bir hafta olur:))
* Mutlaka seyredilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. Mesela ben en az iki kez daha izleyeceğim. Ama Zen men hikaye diyorsanız boşverin gitsin.
Not. Fotoğraftaki Ebru, sayfanın en altında ise o bahsettiğim mavi/lacivert ( yarabbim lapis lazuli mübarek:)) tencereleri görebilirsiniz:)))
14 Şubat 2009 Cumartesi
Sevgililer Günü Sabahı.
Geç yattım dün gece ve sabah hiç çıkmak istemedim yataktan. Dışarıda mis gibi yağmur, odamın içinde sağa sola dağılmış kitaplar ve kıyafetler arasında öylece kaldım. İçimi, Virgilius'un haftalar önce dert yanarak anlattığı "banyo" gibi hissettim!12 Şubat 2009 Perşembe
Kilometrelerce Sevmek!
Güzel sözler söyleyemeyeceğimi düşünüyorsun, kimbilir belki de güzel hisler içinde olmadığımı? Ne dediğin zerre kadar umurumda değil, işin aslına bakarsan hiç bir zaman da olmadı. Ben ne düşündüğümü ve ne hissettiğimi bir yere koyduktan sonra senin algıladıkların tamamen sana aittir ve benden bağımsızdır.Yazdıklarımı saklıyorum. Güzel bir kutu aldım İkea'dan, görsen bayılırsın; mürdüm eriği rengi.
Aylar önce okuduğum bir şiirde kilometrelerce sevmekten bahsediyordu şair. O sevmişti, ilan etmişti ve paylaşmıştı. Şimdi ben senden kilometrelerce susmanı rica ediyorum. Bunu benim için yapabilir misin?
11 Şubat 2009 Çarşamba
Buz.

9 Şubat 2009 Pazartesi
Fil.
Yağmurlu ve muhteşem bir haftasonundan sonra, bu sabah güne dair plan program yaparken, bütün dünyayı dolaşıp, sonra gelip göğsümün ortasına oturan şu sevimsiz fil dışında hiç bir sıkıntım yok! Aslında onun fiziksel ağırlığı değil beni nefessiz bırakan, dik dik gözlerimin içine bakıyor olmasından ve durup durup sorduğu sorulardan daraldım!5 Şubat 2009 Perşembe
Sır.
Gece ve gündüz kadar farklıyız ikimiz. İbadetlerimiz, seçimlerimiz ve kendimizi ortaya koyuşumuz apayrı.. Aynı olsaydık, elinde kırık bir vazoyla sırça köşkünde oturan ben olacaktım. Oysa şimdi, farklı olduğumuz gerçeğinin soğuk rüzgarıyla savrulup, Çin'e gitmiş bir kalp var uzaklarda! Acıyor, ama geçecek.Ben zamanla sırın ta kendisi olurum, senin ise sırrı yenilenmiş bir vazo kalır evinde. İçine laleler koy!
3 Şubat 2009 Salı
Aldanış.
Bedenim anadilinde, kelimelerim su gibi berrak. Sevdiğim insanları anlatıyorum, sevdiğim masalları, ülkemi, denizimi. Hiç sözümü kesmeden dinliyor. Gözlerinde minnettarlık var. Onu yanımda götürdüğüm tüm anlar için durmadan teşekkür ediyor bana. Bunun eşsizliğinin farkındayız... Sonra sorular soruyor; Yunanistan'a benzer mi benim ülkem? Zeytin ağaçları var mı? Kadınların saçları ne renk? Hepsi çilli mi? Gerçekten altı ay güneşli mi oralar?
Sabah olunca anneme sormuyorum rüyada kurt görmek ne demek. Affedilmediğimi iliklerimde hissediyorum. Avcıya ihanet eden avım ben!
Bütün Hücrelerimin Bildiği.
1 Şubat 2009 Pazar
One More Cup Of Coffee Before..
Uzun hem de çok uzun zamandır bu kadar huzurlu bir kırksekiz saat geçirmemiştim. Aklımla, zihnimle ve bedenimle olduğum yerden kaçmadan, olduğum andan kaçmadan, kendimden kaçmadan yaşadığım dolu dolu bir kırksekiz saat... Bu beklenmedik başarımla ne kadar gurur duysam azdır. Anda olmayı becermek, uzayda istasyon kurmaktan daha zor. Hele hele benim gibi aklı bir karış havada olanlar için!* "One more cup of..."
