24 Şubat 2009 Salı

Rüyamdasın Nihayet!

Dün gece rüyamdaydın. Seni ilk kez rüyamda görüyorum. Bizim Bodrum'daki evimizde misafirmişsin ama ev aslında benim de ilk kez gördüğüm bir ev. Çünkü iki katlı, oysa bizim evimiz tek katlıydı. Rüya işte.
Sabah kalkıp uyuduğun odaya bakıyorum, yer yatağı yapmışız sana fakat yatakta değilsin. Kalkmışsın herkes uyanmadan, salonda televizyon seyrediyorsun. O en dağınık halimle beni görmenden çekiniyorum ama ayak sesime uzatıyorsun başını hemen. Gülüyorsun! Çok mu komik pijamalarım?


Senin üzerinde basit bir t-shirt ve eşofman var. Hiç alışık değilim seni böyle görmeye. Önce yanına oturuyorum, sarılıyorum sana. Sonra aklıma evdeki diğer insanlar geliyor... Birileri daha var.


Bir bardak su istiyorsun benden. Ne sebeple ve nasıl bizim evimizde kalıyorsun bilmiyorum. Aklım karışıyor biraz. Ama zaman bu zaman.... Yani koşullar değişmemiş... Sanırım sırf bu sebeple sana su vermiyorum; "git kendin al! " diyorum en suratsız halimle. Sen yine gülüyorsun!


Sonra da salondaki dolapların kapaklarını açıp kapatarak sana yüzlerce - bir evde o kadarının bulunmasına hayretler içinde kalarak - cam bardak gösteriyorum. Hepsi farklı formlarda cam bardaklar! Ama bir tanesine su doldurup sana vermiyorum.


Rüyamda bile içim sana kırgın... Bunu atlatamıyorum!




Yorum: Bilinçaltım yavaş yavaş gerçekleri kabullenmeye başladı. Artık reddetmiyorum. Bu da benim tez zamanda iyileşeceğime işaret:))

4 yorum:

Adsız dedi ki...

bende daha önce buna benzer rüya görmüştüm.sonunda Sunay akın bana bu şiiri okumustu.tv acık uyumusum.rüyamın sonunu bu şiir baglamıştı.keşke sende tv yi acık unutsaydın


Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli

Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

CEMAL SÜREYA

Fortunata dedi ki...

Sevgili Eczahaneci,
İnanılmaz güzel bir şiir, paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Haklısınız, keşke tv açık unutulsaymış... Sevgilerimle...

Brajeshwari dedi ki...

Ben bazen kırgınlığı sadece bilmenin, kabul etmenin bile şifa olarak döneceğini düşünürüm. Çok büyük bir adımdır aslında..Mutlaka bu rüya güzel birşeye temizlik gibi görünüyor gözüme..Uzun zamandır yazılarında bunu hissediyorum.

Fortunata dedi ki...

Sevgili Brajeshwari,
Çok haklısın, temizlik yapıyorum. Çünkü eski ve geçmişte kalmış olanları taşıyarak gittiğim her yeni yaşamda yer bulmakta zorlanıyorum! Artık zihnimin bavullarını boşaltıp, sadece kalbimle seyahate etmeyi öğrenmem lazım:))