Part time lover, full time friend. Dün akşam izlediğim filmin adı bu. Son karede iki sevgili karşılıklı gitar çalıp bu şarkıyı söylüyorlardı. Pek beğendim:)) Sonra düşündüm. Hani eş dost durmadan sorar ya, hayalindeki erkek nasıl diye, işte böyle: "part time lover, full time friend!"
Ben hep buldum sandım ama nedense hep yanıldım. Daima denge sorunu yaşandı; bazen adamlar lüzumundan fazla aşıktı ve benim içim bayıldı, bazen de ben fazla arkadaşça davrandım onlar dayanamayıp kaçtılar! Ayarı tutturamadık gitti. Oysa teoride gayet mümkün gibi görünüyor değil mi? Mesela en iyi anlaştığın arkadaşını al, sevgili yap kendine. Oh, hayat amma kolaylaşır.
Ve fakat işler böyle yürümüyor...
Kalp denen gerzek bir organ var. İşte o devreye girince denge bozuluyor. Çünkü arkadaşça sevmek kavramı var. Hani siz kıza deli gibi aşıkken, karşınıza geçip der ya "ama ben seni arkadaşım gibi seviyorum!". Bu maalesef oluyor. Bahsi geçen talihsiz sahneyi defalarca yaşamış bir insan olarak acısını çok iyi bilirim. Adamın zerre kadar kusuru yoktur ama bir sevgili gibi kucaklaşmanız da imkansızdır! Her defasında sorarsınız kendinize: "bendeki arıza nedir?" diye.
Cevap: Bilinmiyor!
O erkekleri değersiz ya da önemsiz bulmanız değildir sorun, aksine çok kıymetlilerdir sizin için. Gel gelelim, koluna girdiğinizde içiniz huzurla dolarken, eli saçınıza ya da yüzünüze yanlışlıkla bile değse irkilirsiniz. Bir garip duygudur bu, sanki günah işlemek gibi, ensest gibi. Tarifsiz...
Peki içinizi hoplatan, hastalanıp yataklara düşmenize sebep olan erkeklerle dost olmak mümkün müdür? Nadiren de olsa; evet. Oradaki tehlike ilk haftalardaki "full time lover" sürecine nasıl katlanacağınızla ilgilidir. Eğer siz de ayılıp bayılıyorsanız, o süreç katlanılabilir hale gelir, hatta epeyce eğlencelidir ama ben kendi adıma o kelebekli, çiçekli zamanlarda epeyce sıkılıyorum. Zorlanıyorum.
Kalan hayatımda, o dönemi bile yaratıcı zekasıyla şenledirecek bir adam istiyorum. Mesela bana çiçek vermek istediğinde durmadan en sevdiğimi almak yerine, bir sabah mevsim sebzelerinden bir demetle gelmesini hayal ediyorum! Semizotu, pırasa... Güldürsün beni. Klişe saçmalıklarla, aslında hayatımızın devamında yeri olmayacak zevzekliklerle oyalanmasın. Zaten geçmişimde yeterince kurutulmuş ot, gül vs. var. Üstelik ben gül sevmem!
Velhasıl kelam, bence ideal sevgili "full time friend, part time lover" olmalı. Yoksa canım cicimle ömür geçmez. Bu beklentiyle de mutlu olunmaz. Klasik anlamdaki romantizm ve sürünmeye neden olan imkansız aşklar bence eskidi. İçinize mutluluk, neşe ve huzur vermeyeceğini sezdiğiniz, gırtlağınıza çöken duygulardan kaçın. Hiç şans vermeyin.
Ah unutmadan, son deneyimime dayanarak söylüyorum: asla sizden daha düşük zekada ve algı sorunu yaşayan adamları/kadınları sırf pek bir nazikler diye tercih etmeyin. Nezaket genellikle öfke kontrolünün maskesidir. Ve düşük zekalı bir adam/kadın ne yazık ki full time friend olamayacağı gibi aşık olarak da kısa sürede içinizi bayacaktır! Benden söylemesi.