16 Ağustos 2008 Cumartesi

KANATLI SÖZCÜKLER.


Zamanın bir yerinde gri asfaltlarla boğulmuş karanlık şehrin, denize bakan tek kıyısında yaşayan bir avuç kadın varmış. Ortak tutkusu "hayat" olan bu kadınların yaşları, renkleri ve kokular farklıymış. Yalnızca, bazı geceler aynı rüyayı görmek gibi özel bir durumları varmış.

Birbirlerinin rüyalarında gezilebileceklerini de fark ettikten sonra, kendi aralarında kimsenin bilmediği ve aslında herkesin bilip sadece anımsayamadığı bir posta sistemi kurmuşlar. Büyük bir bilgisayar şirketinde çalışan güzel gözlü kadın, açık kalp ameliyatlarında ustalaşmış olan kuş sevdalısı dostundan aldığı ilhamla metal bir kuş tasarlamış!
Uyurken bile zihni çılgınca projeler üreten bir diğer kadın ise o kuşa tüyler, kristaller ve bir ses bandı eklemiş! Karanlık şehirde bunlar olup biterken, kırmızı elbiseli şair kadın kuşların kanadına şiirler yazmayı önermiş! Ondan ilham alan bir diğeri ise kayıp çillerini aramaktan vazgeçip, hiç tanımadığı insanların uykularına masallar göndermeye niyetlenmiş...

Böylece üzerine notlar, şiirler ve masallar iliştirilen ve hatta zaman zaman şarkılar, kahveler ve hayat üzerine denklemler yüklenen kuş, bu tuhaf kadınların rüyalarında kanat çırpmaya başlamış. Gel zaman git zaman karanlık şehrin derin uykulara gömülen insanlarından bir kaçı daha katılmış bu haberleşme ağına. Böylece rüyalara inanan ve yaşamak konusunda gayet kararlı bir yeraltı örgütü kurulmuş!

Bedenlerinin ölümlü, rüyalarının ölümsüz olduğu konusunda mutabık kalmışlar. En moralsiz ve karamsar gecelerde bile rüya görmekten vazgeçmemişler. Aralarında rüya görmekte zorlanan olduğunda onu masallarla, şiirlerle, şarkılarla sakinleştirmişler. Böylece, haftalarca ve aylarca o rüyadan diğerine kanat çırpmış metal kuş.

Sonunda güzel bir yaz gecesinde kocaman olmuş dolunay. Bütün örgüt üyeleri gece saat onikiyi vuruken kadim sözleri tekrarlamışlar... O geceden sonra bir mucize gerçekleşmiş; kuşun aracılığı olmaksızın, üstelik geceye ve uyumaya bile ihtiyaç duymadan görebilmişler birbirlerini. Herkes bir diğerini elinden tutup rüyasına götürebilmiş. Kabuslarına tek başlarına katlanmaktan kurtulmuşlar! Çünkü sözcüklerin gücüne inanmışlar... Sözcüklere kanat takılabildiğini görmüşler ve birbirlerine sonuna kadar açmışlar rüyaların, masalların ve hatta kabusların kapılarını...

Tekrarlanmaması gereken tüm kötü düşünceleri mühürleyip, unutmuşlar. Unutmanın özgürleştirici gücüne sığınmışlar. Kuş mu? Simurg onu geri almış krallığına; ihtiyacı olanlara yollamak üzere dinlendiriyormuş sarayında. İsterseniz çağırabilirsiniz. Kalben çağırırsanız duyabiliyor ancak.
Bu gece ona "gel" demeyi deneyin.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

canım Rapunselim, perilerin cadıların ve zaaflarla dolu erkeklerin çoğunlukta, mükemmel erkeklerin ise hemen hemen yok olduğu bir masalın içinde, perilerin ve cadıların haberci ve masalcı harika kuşları, mucizelerle dolu yıldızları kanatlarında taşıyıp insanların en ucra köşelerde kalmış olanlarına dahi ulaşmak isterken, zaaf dolu erkeklerin tek işi hayal yıkıcılık veya moral bozuculuk olduğu için ulu tanrı GÜÇLER TANRISI onları güvenilmemekle cezalandırmış.. Kendilerine artık kimsenin güvenmediğini hisseden ve duyan zaaf dolu erkeklerin tavşan dağa küsmüş ,dağın haberi olmamış kaprisi ile yaptıkları , proje üreticisi hayaller cadısının peri yönünü çok zımparalamış, cadı yönünü ise bileylemiş. Artık inadına daha da çok üretmek için proje okyanusuna dalmış hayaller cadısı... Ard arda gelen her fikirin bi kuşun kanadında uçuşunu izleyerek dilekler dilemiş.. Dolunayın gecesinde saatlerin gerçekliği vurduğu 12 gong ile dileklerini eşsiz oluşların alemine gerçekleşmeye göndermeye karar vermiş....ve sevdiklerine de buseler göndermiş kalbinden tomurcuklu pembeliklerle topladığı buse güllerinden....

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

inanmıyorum yaa...ben de bu gece "sözcüklerle" ilgili birşey yazdım...

şimdi açtım senin sayfanı...ve şook oldum...

doğru galiba masalın...

:)

Fortunata dedi ki...

Sevgili Maviay, neden hala bana güvenmiyorsun? Evet biraz kaçık olabilirim ama sezgilerim hiç fena değildir. Hani şu son saçmalığımı referans alıyorsan... Rica ederim unutalım:)))Neler yazdın bakalım???