3 Ağustos 2008 Pazar

Sünger Memet*


Yıldızlara göre bana aşk yokmuş Ağustos'ta, aman çok korktum! Sanki Temmuz'da ya da Haziran'da var mıydı? Yemişim yıldızları :))

C.tesi tüm gün, bana aşktan fazlası vardı. Külkedisi'nin söylediği gibi: "doğa boşlukları sevmez". Ben hiç sevmem. Onun bu lafı bana Londra metrolarında yapılan anonsları anımsattı: "mind the gaps please!" Ben de öyle yaptım, nefessiz yaşıyorum günlerimi ama gayet dikkatliyim. Deliler gibi okuyorum, yazıyorum, spor yapıyorum ve dostlarımla, ailemle neşeli sofralar paylaşıyorum. Oh be!

Neyse, C.tesi sabahı annemle harika bir kahvaltı yaparak başladım güne, ardından Pilatescadısı geldi; ışıklı fikirleri ve elmalı kurabiyeleriyle içimi şenlendirdi. O gidince Orhan ağabey ve Erol Hocamla tersaneden yeni gelen kızımızın hızına bakmaya çıktık. Ama görmeliydiniz, bizim kız sadece 9 metre boyunda ama 8 knot yaptı dün! Marmara'da uçurdu bizi. Üstüm başım su içinde kaldı ve çürüklerimden delice zevk aldım. Yelkenlimizin tek eksiği iyi bir müzik sistemi. Fonda Muse'dan "Bliss" olsaydı ya bangır bangır!!

Bu hız denemesinden sonra koşarak eve geldim ve Külkedisi'nin sürpriz partisi için mutfağa girdim. Arada Muse ( Nam-ı diğer Şıkır Şıkır Koko Musti ) aradı, "atla gel kardeşim" dedim. Tam makarnanın sosuna bir paket daha mı krema koymalı derken de, M. Ersan aradı, ona da "haydi dostum buyur" dedik. Kapı çaldı: Mehmetus da gelmiş! Tekilası, hediyeler, çiçekler... Ohoooo daha gece şimdiden bu kadar güzelse dedim ama biraz erken demişim!

İnsanlar geldikçe eve neşe doldu. Doğa boşlukları sevmez... Bizim ev hiç sevmez! Tek endişem benimle baş başa kalmayı daha fazla tercih eden Külkedisi'nin bu curcunaya tepkisiydi.

Yemek yapmak çok büyük zevk, eğer her pişirdiğinize razı olacak kadar sizi seven insanlar yiyecekse. Ben bir şekilde yemek işini hallettim ve hep beraber sofraya geçtik. Tabii ki gecenin sürprizi havalı şalvarı ve seksi pabuçlarıyla Maviay ve değerli eşi Evli Şişko idi. Külkedisi onları kapıda görünce epeyce şaşırdı. Fakat ne yazık ki bu tatlı çift Mehmetus'la tanışamadı çünkü onun böbrek sancısı tuttuğu için sofraya oturamadan hastaneye gitti:(

Aklımız onda kaldıysa da, neşe içinde bir yemek oldu. Fakat ardından M. Ersan da apar topar gidince bu ne hareket ya dedik tabii. Kalan sağlarla sohbete ve yemeğe bir süre devam ettik ama Mehmetus taş düşürürken evde keyifle kalmak olamadı... Atladık arabaya ve onun yanına gittik. Fakat işin harika tarafı, meğer aynı saatlerde aynı hastanede Maviay'ın bir arkadaşı doğum yapmış! Yehu, bir bebeğin heyecanıyla yeniden keyiflendik.

Acile mi gittik yoksa gece kulübüne mi inanın emin değilim. En son ne zaman bu kadar güldüğümü de anımsamıyorum. Mehmetus'un kolunda serum, böbreğinde 5 mm. taş ve elinde su sanırım saat 1.00' e kadar oradaydık. Üstelik bir tek dakikasında bile sıkılmadan. Bir tek dakikasında bile burada ne yapıyoruz demeden. Muse, Maviay, Evli Şişko, Külkedisi, ben ve elbette Mehmetus acilin altını üstüne getirdik! O damacanalar dolusu suyu, ufacık tefecik Mehmetus neresine içti ve de o mesane ne ebattaydı da dolamadı gerçekten şaştık kaldık.

Mehmetus oldu Sünger Memet, Maviay'ın dal gibi kocasına da Evli Şişko adını verdik. Bir söyleyip on güldük. Aslında fazla içmemiştik ve hatta evde hala durmakta olan bir şişe tekilamız var idi ama demek artık hazırmışız gülmeye. Külkedisi ile şöyle bir bakıştık da, oldu bu iş galiba; neşe geri geldi Ağustos ayında. Son altı ayı hatta geçen bir yılı acilde bıraktık dün gece. Nasıl olsa bizim acil ihtiyaçlarımız giderilmişti ya, varsın ihtiyacı olanlara kalsın eteğimizden düşenler dedik.

Hiç bir şey göründüğü gibi değil hayatta; neşe kimde, huzur kimde, para kimde asla bilemezsiniz... Mükemmelliyetçi insanların çektiği ızdırabı ve baskıyı bilemezsiniz. Kalbini kiralayan ve kiracısı tarafından korkunç zararlara uğratılan kadınların ve erkeklerin acılarını bilemezsiniz... Yanlış ata oynayan kumarbazın öfkesini anlayamazsınız... Ölüm geldiğinde aslında yaşamadığını öğrenen adamın dramını da bilemezsiniz... Herşeyin satılık olduğunu sanan züppenin kendine 100 gr. mutluluk alamayışının ağırlığını hissedemezsiniz...

Kişisel tarihimden ve etrafımdaki hayatlardan yüzlerce örnek verebilirim herşeyin göründüğü gibi olmadığına dair. Ama bu değil ki demek istediğim. Demek istediğim şu: Hiç bir şey göründüğü kadar umutsuz ve kötü de değil. O an için herşey tepe taklak olmuş gibi gelse de, aslında tam altında ya da yamacında iyi bir şey saklanıyor olabilir. Yeter ki elinizi uzatın ve onu çekip alın. Tıpkı bizim yaşadığımız gibi. Yani, güzel bir C.tesi gecesi tam hastalıklar ve acil servislerle allak bullak oldu derken, altı kişi olmadık eğlencenin içinde bulduk kendimizi. Bize sunulanı aldık çünkü; birlikte olmanın güzelliği. Unutulmaz bir gece yaşattı bize Külkedisi'nin sürpriz partisi ve Süger Memet'in 5 mm. lik böbrek taşı.

Mehmetus o gece böbrek taşını düşüremedi ama ben kalbimi tıkayan kırgınlık balonunu patlattım. Çünkü anımsadım: "doğa boşlukları sevmez" ve anladım: "mind the gaps please".

Sen de anımsadın değil mi Külkedisi? :))


*Neden Sünger Memet, çünkü litrelerce su içti ama saatlerce dolduramadı mesaneyi!!!

5 yorum:

simla müderrisoğlu olgun dedi ki...

:)))

geceyi süper tam anlatmışsın Rapunzel... ben ve zarif-zayıf Eşim,çok güldük okurken..

; )

pilatescadisi-pilateswitch dedi ki...

harika bir şeyler olmuş valla..ne mutlu... yaşamın güzellikleri işte.. Külkedisi mutlu mutlu yaşlara...Mehmetus...gilaburu içiyorsun bundan sonra günde 3 su bardağı.. taşlar eriyip kolayca akıp gidiyor.. internetten bak, doktorlar da öneriyor..çemenzar göztepe minibüs cad. de kayseri pazarı satıyor.. git bak bana selam yolla sonra rapunsel ile..

kelebeklerözgürdür dedi ki...

:))) tüm sürprizleriyle gece muhteşemdi! :))) emeği geçen herkese hatta memetusun böbreklerine teşekkürü borç bilirim :) sizin doğumgününüzü kutlamaya geldiğimi sanırken pastanın gece 2'de bile olsa (:p) bana kesilmesi de sahiden sürprizdi :) sen hikayeyi yazdın, fotolar da benden, gönderdim biraz önce hepinize :)

mind the gaps..hatırlamaz mıyım!...we learned to mind the gaps and try to fill them with love and joy, i guess, dear rapunzel...

Fortunata dedi ki...

Bence bu ekip "Cahil Periler" e de "Avrupa Yakası" na da on basar.
Emeği geçenleri kocamn öperim:))) Fotoğrafların kalanı facebook semalarında:)))

kali dedi ki...

"harika şeyler oldu" evet!
böbrek taşı düşürüyorum acıyo çok acıyo bakmayın güldüğüme :D
peki ben morfinli idim siz nasıl bu kıvama gelebildiniz?
"hastanedeki damacana içme ritüelime katılarak beni yalnız bırakmaya herkese teşekkürler" :P