30 Eylül 2021 Perşembe

I AM TELLING YOU



İngilizcem hiçbir zaman şahane olmamasına rağmen, bazen anlatmak istediklerim Türkçe değil, İngilizce dökülüyor dudaklarımdan. Kimbilir neden? Utanmasam İngilizce yazacağım Ama gramer derdi zaten ana dilimde can sıkarken, o topa ne gerek?

Anyway, I just want  to tell you; I am not to person I used to be....

Bir zamanlar hayatımda epeyce yücelttiğim ilişkiler vardı. Kocaman kocaman sıfatlar koyardım isimlerinin önüne. Vazgeçilmezlerdi, asla ardımda kalamazlardı, sonsuza kadardık...

Hayat bütün o kocaman ve gülünç cümlelerimi gözyaşlarımla yutturdu bana. Elde var büyümek! Ne güzeldir ki ölümden dönen bir kardeşim var benim. Dönüşüyle beni esas olana çeviren bir kardeş. Prusya Kralı:) İşte bu yüzden artık o eskiden olduğum kişi değilim. 

I mean it.

Neden burada bu kadar içimi dışımı, kıçımdaki dona kadar anlatıyorum biliyorsunuz, çünkü benimle konuşmaya cesareti olmayanların gizli gizli yazdıklarımı okuduğunu biliyorum. Okuyun tabii, okuyun. Zaten ben de okunsun diye yazıyorum.

Bana geri dönemeyeceğinizi de iyice anlayın, bilin, bilelim istiyorum. Ben bile o eski benle görüşmek istemiyorum. Ne o öfkeye, ne de kibre gücüm yok artık. Aradığınız merhamet benim eteklerimde veya kollarımda da değil. Tevazu ve teslimiyet arzuluyorum. Mevsimleri öpüp koklayarak yaşamak. Özümle kucaklaşmak. Diyeceğim şudur ki, sevgili en vazgeçemediklerim nasıl uzaksınız, nasıl da el oldunuz biliniz.. 

Buraya kadarmış.

:)



Hiç yorum yok: