24 Şubat 2016 Çarşamba

BAŞKALARININ MERDİVENLERİNDEN ÇIKMAK...



“Başkalarının ekmeği acı,
başkalarının merdivenlerinden
çıkmak eziyetlidir.” Dante


 Ben hayvandım, deyelim/
Vurdunuz.
Önce siz yaralandınız, sonra ben yaralandım.
Ben durunca durdunuz.

Soğuktu, donuyordum.
Yaralarım vardı, sardınız.
Bir denizde boğuluyordum,
Kurtardınız.

Açdım, deyelim/
Bir simid istedim sizden.
Ya ben söylemesini bilmedim,
Ya da siz simidden korktunuz.


Özdemir Asaf
-Nasılsın-




Anne ve babalarımıza benziyoruz. Oturup kalkışımız, bir konu hakkındaki düşüncemizi dile getirişimiz, ilişkilere, aile kurumuna, dostluğa, paraya ve daha pek çok şeye bakışımız tıpa tıp onlara benziyor..
 
Babam çok severmiş Özdemir Asaf'ı. Neredeyse tüm kitapları vardır bizde. Her biri tek tek imzalanmış. Anlaşılan o ki, samimiyetleri de varmış. Ne güzel. Bir şairle dostluk insanı nasıl da keyiflendirir bilirim. P. Özer sayesinde adıma imzalanmış kitaplarla koşa oynaya evime dönmenin mutluluğunu çok iyi bilirim..
 
Velhasıl, insanlarla kurduğumuz ilişkilerde de rol modellerimiz onlar, ailemiz...
Benim annem hırçın bir kadındır. Hırçınlığı anlaşılamadığında artar, biraz sevildiğini hissettirirseniz hemen geçer. Babam için böyle cümleler kuramıyorum, ama tanıdığım herkes nezaketini, sınırları konusundaki netliğini ve merhametini anlatıyor. Annem bütün bu anlatılanlara öfkesini de ekliyor:)
Hatta beni tanımlama cümlesidir annemin; babası gibi çabuk kızar ama çok merhametlidir benim kızım.
 
Bütün bunları sabah sabah niye anlattığıma gelince... Bana, emek harcamak, bize emek harcayana sevgi ve saygı göstermek öğretildi. Karşı komşum bizi adam yerine koyup iki dilim kek getiriyorsa,  güler yüzünü tatlı dilini esirgemiyorsa, ben de ona Eminönü'nden kahve getiririm. Nezaketini, güzelliğini gördüğümü ve teşekkür ettiğimi bilsin, hissetsin isterim. Karşılıklı kıymet verme mesajlarıdır bunlar benim için, hayatı güzelleştirir.
 
Hayatıma bir adam girmişse veya bir kadın, bana, bize emek harcamaya ve birlikte yürümeye niyet ettiğini söylemişse onu herkesten ve her şeyden korumak, var olan değerine değer katmak isterim. Ha burada bir tek şeyle çuvallarım o da ben, bizim için çırpınırken, eğer karşımdaki kımıldamayı reddediyorsa anlaşılamadığım her dakika öfkemi yükseltir...
 
Şimdi şimdi öğreniyorum, diğerine değer katmak, onu yukarı çekmek şansım olmadığını... Buradaki tek işin kendim olması gerektiğini.. Hayat işte, öğrencilik ve öğretmenlik durmadan kapıda!
 
(Bakınız Öfke Dansı bu konuda ne diyor:
Düşündüğümüz ve hissettiğimiz her şeye hakkımız olduğunu - diğerlerinin de bu hakka sahip olduklarını - beynimizin yanı sıra yüreğimizle de öğrenmemiz gerçekten zor. kendi duygu ve düşüncelerimizi açıkça ifade edip, kendi değer ve inançlarımıza uygun kararlar vermek görevimizdir. Diğer bir insanın bizim gibi ya da bizim istediğimiz gibi düşünüp hissetmesini sağlamak bize düşmez. Böyle bir şeye kalkışırsak, kişisel acıların ve duygusal sarsıntıların yaşandığı ve sonuçta hiçbir şeyin değişmediği bir ilişkinin içinde bulabiliriz kendimizi. Sayfa.36 )
 
Zordur başkalarının merdivenlerini çıkmak. Ancak ben birlikte yürüdüklerimi asla yarı yolda bırakmam. Ne kadar öfkeli veya kızmış olursam olayım, yardımına koşmam bir telefona bakar. Ne kırgınlığım engeller beni, ne de yaşananların kötü tadı. İçinde bulunduğumuz zamandır biricik olan, bir canın ihtiyacıdır. Elbette acısı, acım değildir. Ama bilirim çaresizliğin ne anlama geldiğini, anlamaya gayret ederim.
 
Yine de bütün bu cömertliğin içinde benim de olgunlaşmamış, ham yanları var ruhumun.... Kalbimi söküp, kedilere yem yapanı affedemem... Açık yarama basıp geçeni, nazikçe yüzüme gülümseyeni, onun bana uzak, kendine imkansız ruhunu unutmam... Etimden et kopartırcasına kucağıma bir bomba bırakıp, hayallerimi havaya uçuranı unutamam. Böyle insanlara yardım edemem, onları affetsem, kendimi affedemem.
 
Yaşanmışı değiştiremem. Bıraktığı izi silemem. Sadece, bana ait bir tek manevi objenin bile artık diğer tarafta kalmasını istemem. Simitten korkulmuşsa eğer artık bağlasalar duramam.
 
Aileden öğrenilir bazı şeyler..
 
Birkaç zaman sonra beni, yine başkalarının merdivenlerinde görürsünüz:) Zira bize öğretilen sevgine, sevdiğine, dostuna, ailene, değer verdiğine sahip çıkmak, onu ardında bırakmamaktır.
 
İhanet etmemektir.
 
 








Hiç yorum yok: