5 Nisan 2010 Pazartesi

KERUBİM PASKALYA İÇİN SOKAKLARDAYDI


Güne Paskalya Gezisi diye başlamıştık ama çingenelerin defilesi başta olmak üzere yol boyunca her şey sanki hayatı renklendirmek için vardı. Özellikle Rezzan Has Müzesi'ndeki sergi ne kadar iyi geldi anlatamam. Hani yolu Haliç'e düşen olursa diye özellikle söylüyorum; müzeyi atlamayınız.
Kerubim, dün beni çok mutlu etti. Bütün haftayı deliler gibi üzülerek ve koşuşturarak geçirmek yetmezmiş gibi Cumartesi günü küçük öğrencimle yapamadığımız ders - istemediği için yapmadım, inanılmaz zor bir çocuk ama ondan asla vazgeçmeyeceğim:) - iyice yere sermişti beni. Bir yetişkin tarafından reddedilmek zerre kadar umurumda olmaz ya, konu parmak kadar bir kız olunca ciğerim acıdı. Sonra düşündüm ki, içimde yer yerinden oynarken, şüphesiz suratım da allak bullak olmalı. E bu çocuk beni ne yapsın!
İyi bir ders oldu bu, demek ki artık kaçacak yol, saklanacak delik kalmamış. Yetişkinler arasında hala rahat rahat dolaşıyorum ve onlar beni normal(!!??!) sanmaya devam ediyor ama çocuklar ve hayvanlar huzursuzluğumun kokusunu aldılar bir kere!
Bugün yeni bir Pazartesi, benim uğurlu günüm. Paskalya'dan sonraki Pazartesi'yi UĞURLU GÜN olarak kutsuyorum.
Dün bana ve Sir'e eşlik etme nezaketi gösteren bütün zarif hanımlara, özellikle Lupelyan'a ( gelişi beni çooook sevindirdi ), Yusuf Bey Kardeşime ( bana vereceğin kitapları unutma:)) ve Kutlu'ya çok teşekkür ederiz. Katılamayanlara da teşekkür ederiz, zira küçük topluluklar daha samimi ve keyifli oluyor vesselam:)
Şimdi güne başlamak için müsade istiyorum. Bir Paskalya yazısı borcum olsun size:)

2 yorum:

Lupelyan dedi ki...

Canım arkadaşım, asıl biz sana ve Sir'e çok teşekkür ederiz. Uzun zamandan sonra kendim için birşeyler yapmak beni çok sevindirdi, her ne kadar yorulmuş gözüksem de acayip keyif aldım geziden. Algısı ve hafızası bugünlerde sekteye uğramış ben bile bir sürü şey öğrendim sayende. Haftasonu yaparım diye eve iş getirip, Cumartesi elimi sürmeyince mecburen akşam dönmek zorunda kaldım, yoksa mutlaka bira muhabbetinize de katılırdım.
Diğer gezilerde görüşmek üzere:) Sevgiler.
Not. Umutlara diktiğimiz mumlar hiç sönmesin...

Fortunata dedi ki...

Sönmesin:)))