11 Eylül 2009 Cuma

İNANÇSIZLIK

Kalbim güm güm atıyor son günlerde. Pamuk Prenses'in - ve Külkedisi'nin yüzüme bakıp bakıp gülümsemesinin - dediği gibi deri değiştiriyorum. Üstelik sadece dışım değil, içim de değişiyor. Bunu hissediyorum. Dün canım kadar değerli bir dosta "Tibet Egzersizleri'ne bi baksan google semalarında..." dedim, kahkahalarla güldü. O zaman kendimdeki değişimi daha iyi anladım. İnançsızlığın insanı nasıl çürüttüğünü; önce kalbi, sonra bedeni ve en sonunda kafayı sıyırıp alabileceğini anladım. Bunca yıl yaşamam ise kesinlikle hayret verici. İçimdeki onca çer çöple neredeyse şehir mezarlığını boylayacakmışım ya, Nazmi Hoca diye bir adam çıkmış ortaya. Kurtarıcı olmamakla beraber, insanın kendini nasıl kurtaracağını (SAVE YOURSELF:)) iyi bilen bir hocaymış. İşte Elvan Hanım'ın inançsızlığıyla mücadelesi böyle başlamış; hiç farkına varmadan...

Bir zamanlar uzak ülkelerin birinde aka boka ağlayan, ayağını vurmayan ayakkabı bulamayan, mutfak tezgahındaki karıncaları dahi öldüremeyen, ama en sevdiklerine zehir zemberek öfkesini kusan, kısacası kalpleri donduran bir cadı varmış... Bir gün o cadı, içindeki dinmez öfkeyi, kırgınlıkları ve yarım kalan - ki aslında kalması daha hayırlı olan savaşları - gram gram azaltarak, yerini inançla doldurmanın formülünü bulmuş.... Daha doğrusu formül onu bulmuş!
Formülü ele geçiren cadı, başlamış şifalı karışım için gerekli malzemeyi toplamaya. Bir taraftan elinde liste ile harıl harıl çalışırken, diğer taraftan da daha önce bunu başarmış insanların hayatlarına bakıp kah umutsuzluğa kapılmış, kah sevince boğulmuş. Çünkü yıllarca didinen de varmış, haftasına iyileşen de!

Cadı, düşünmüş taşınmış ve formülün bir kısmını diğerleriyle paylaşmaya karar vermiş. İşte cadıdan çaldıklarım:

*İnanmayan; aşka, iyi günlere, sağlığa, kısacası hayata ve getirdiklerine inanmayan insanlardan uzak duracaksın.

*Negatif cümlelerle olan biten trajik şeyleri tekrar tekrar dirilten zihniyeti hayatından çıkartıp atacaksın. Kesip atmadığın sağlıksız hücre bir gün mutlaka seni hasta eder, bunu hatırla.

*İletişim engelli insanlara şans tanıyacaksın, aşama kaydedenleri yanında tutup, diğerlerine tek yön bilet hediye edeceksin. Kalp kırmayacaksın, yol harçlığı vermeyi unutma!
Bugünlük bu kadar yeter. O formül öyle kolay ele geçmiyor. Takdir edersiniz ki tamamını vermeyecğim. Pardon, vermeyeceğiz. Zaten kişiye özel olduğu için herkesin kendi iksirini yaratması gerekiyor. Yani sizi siz yapan malzemeyi ne ben, ne de cadı bilemeyiz. Di mi ya?

Not. Fotoğrafın konuyla alakası yok. Sadece adamı beğeniyorum. En büyük hayalim elindeki çilekli turtayla bizim kapıya gelmesi:)) Yakında gelirse hiç şaşırmayacağım:)))


17 yorum:

kelebeklerözgürdür dedi ki...

tamam reçetenin tamamını istemiyorum, ben kendim deneye yanıla tamamlarım ama bu adamın biraz daha iricesi ve elinde çikolatalı hadi olmadı muzlu pasta olanı var mıydı acceeeeba? hani madem bir cadı var ortalıkta, kendisi senin de yakinin, yormayalım kendimizi aramakla diyorum sevgili rapunzel! :p

Fortunata dedi ki...

Şansını zorlama derim sevgili Külkedisi, muzlu pasta falan olmaz vallahi, ben illa çilekli turta isterim. Ama sen formülde özgürsün. Ayrıca adam yeterince iri, bak: The Fall:)))
Allah gönlüne göre versin, bu cadı sadece bana çalışır:))))

JoA dedi ki...

yazıya diyecek lafım yok, pembe pembe bir şey:)

ama kelebekler özgürdür gibi, adama diyecek lafım var. the fall'un fragmanını izleyip deli olmuştum. sonra unuttum gitti. lakin dizi konusunda derim ki yahu ben 35 seneyle başa çıkamadım, ikinci hayat vaat eden bir adamla nasıl başa çıkayım? hem sonra işin yoksa naylon torba arkasından öpüş koklaş filan. yok yok, hiç bana göre değil:) ama turtalarında gözüm var, o ayrı:)

sizin bu paslaşmalarınıza bayılıyorum sevgili rapunzel ve külkedisi:)

Fortunata dedi ki...

Canım JoA,
Bir kere naylon torba ile öpüşmeyi hiç denemedik, belki enteresandır? Lütfen açık fikirli ol:)) Kalan 35 yıl bakalım neler olacak.

Turtaları asla yedirmem. Hadi belki bir dilim veririm:)) Adamı zaten yiyemezsin, senin sevgilin var; sen kazana düştün!!!

JoA dedi ki...

:))) öpüşmeyi denemedik de naylon zımbırtılara sardıkları hamburgerleri filan danalar gibi yerken o nesneyi ısırmışlığım da vardır fortunata. hiç tavsiye etmem yani:)

ben çok şükür kazana düştüm, comandante de sevgi kabarcıklarıyla fokurdatıp duruyor o kazanı:) ama zaten adamı istemiyorum ki canikom. turta yeter bana. senin kapında yatarım artık:)

Fortunata dedi ki...

Hah şöyle, istediğin turtaysa anlaştık JoA. Yoksa bulmadan kaybedeceğim adamı diye ödüm patladı bak:))
Not. hayatın kazanalarda geçsin!!

JoA dedi ki...

sen de tez zamanda fokur fokur ve güzel bir kazana düşesin:)

Fortunata dedi ki...

Yaşa JoA'cığım, zaten ya düşeceğim ya da olmadı atlayacağım:))

Pamuk Prenses dedi ki...

Ben de kapinin önünde olucam... recete, turta, ne gelirse artik! :)

Fortunata dedi ki...

Sevgili Pamuk Prenses,
En doğrusu senin fikrin oldu tebrikler:)))

Brajeshwari dedi ki...

içinde kelebekler uçuşsun dilerim.

iyi şanslar...:)

Fortunata dedi ki...

Sağol sevgili Brajeshwari, Sana da bol kelebekli bir mevsim dilerim:))) Bekliyoruz!

kelebeklerözgürdür dedi ki...

sevgili joa, zaten bu paslaşmalarla eğlenmekten gol atmaya konsantre olamıyoruz ki! :) sonra formüllerdi reçetelerdi uğraş dur :p halbuki saha müsait, oyuncular kondisyonlu ama eğleşmekten sıra gole gelemiyor.

elvanus tamam pasta da senin...pazarlığı daha fazla uzatırsak elimde çok fena kazan başı fotoları var koz olarak, blogumda flaş haber olarak yayınlarım ona göre...ha dersen ki "bu cılız şeyi vermem, benim...ama edward norton için birşey düşünebilirim"..allah derim :)

iyi geceler, çok yaşa hep gül e mi!..:)

Fortunata dedi ki...

Ne!!! Kazan fotoğrafları mı? Yapma canım civanım al turtacı da, Edward da senin olsun. Değer mi erkek için, hı?

Ama eğleşmekten gol atamamak konusunda haklısın. Laf var, icraaat yok:))Yarın itibariyle akıllı olalım di mi ya? Barones ne demişti? "top ayağıma gelirse vururum, acımam!"
Yaşasın Barones, korksun ayağa gelen toplar!!

Adsız dedi ki...

ohhh,ne güzel dünya,adam elinde çilekli turta ile gelsin.herşeyi erkek yapsın,hatta turtayı bile o yapsın,önlük giysin...ne istanbul ama!!!hihihii

Fortunata dedi ki...

Sevgili Eczahaneci,
Bari siz zavallı adama takılmasaydınız. Masum bir turta ve yakışıklı yazıyı bitirdi vallahi:))

Adsız dedi ki...

elimde değil yorumları okuyunca direk kan beynime sıçradı.hiihihi