Günaydın!
Vallahi manyak falan değilim. Olaylar böyle akıyor. Avamla sıkıntı dolu altı saati geride bırakıp kendimi taksiye attığım an işler değişti!
Mithatpaşa Caddesi'nde efsane bir İzmir klasigindeyim şu an: Bahar Palas Apartmanı. 1900'lerin ortasında yapilmiş nefis bir bina. Yuvarlak balkonları, muhteşem apartman girişi, gömme tahta dolapları, kocaman küvetiyle tam bir zaman yolculuğu.
O korkunç otobüsten ve saclarima sinen havasızlıktan sonra bana hazirlanan odaya girince nasıl şaşırdım anlatamam.
Yepyeni yatak takımları, üzerinde havlular ve terlikler.... Mutfakta mis gibi Kenya kahvesi... Bu özen, bu sevgi dolu karşılama tüm yorgunluğumu, telaşımi alıp götürdü. Geriye hayatın hediyesini öpüp başının üzerine koyan minnet dolu, sakin bir ben kaldı.
Ne kadar şanslıyım ki, kendimi kraliçeler gibi hissettiren insanlar var etrafımda. Bin şükür oyun kurucuğa.
Dün sabah erkenden uyanıp Mithatpaşa Caddesi'ni boydan boya yürüdüm. Esnaf dükkanlarını açarken bizdeki gibi homurtulu değil, aksine yeni bir güne başlamanın sukrundeydi. Onlarca tanımadığım insana günaydın dedim. Selamlarını aldım. Sonra kendime bir kahve ısmarlayıp, biraz da sahilde yürüdüm. O nefis çarşı/cadde nin bir arkası sahil! Oradaki apartmanlar çok güzeller. Boydan boya dev balkonlar ve körfez ayaklarinin altında... Elbette aile servetimiz o efsane evlere yetmeyecek, çünkü ilk fotografta açıkça gördüğünüz üzere mücevher seviyorum!! Paramizin büyük kismi gösterisi takılarima gittiğinden ancak bir cadde arkasinda oturmamiz mümkün!
Şaka gibi bir güzellik buralarda yasamak.Huzur içinde alış veriş yapıp, eve dönüyordum ki meğer asıl sürpriz bizim kosesindemis. Nergis satan bir çingene!
Tanrım! Oluyor muydu bunlar sahiden? Deniz kokusu, Guleryuzlu esnaf, kahvem, nergisler ve sevdiklerim. Hücrelerim yüksek dozda antioksidan almiscasina titriyordu. Panayira bırakılmış çocuk gibi ziplaya seke yuruyordum. Sevinç, o içsel neşe hiç dönmez diye nasıl korkmuştum....
Egemen'in de ufak ufak toparlanmsiyla bu sabah çok daha iyiyim. İyiyiz. Hayallerimiz, umutlarımız, zorlu bir yolumuz ve yeni baslangiclarimizla şükür doluyuz. Ben bu coğrafyada iyiyim.
Kraliçe gibi hissettiren odamdan, kucağımda minicik bir kedi ve mis gibi kahvemle bildiriyorum size: Hakkım olan mutluluğu almadan gitmeyeceğim! Değişimden korkmayacagim. Ve tüm paraya tapan kalbi kararmış zenginlere inat ışıl ışıl, paylaşan, sevecen, neşeli ve cömert bir zepgengin olacağım. "Vay be!" diyecekler Mithatpasa'da yurudugumde, "kadındaki asalete bak! Nasıl da zengin görünüyor!!!! Ne güzel parlıyor!"
İşte böyle böyle sileceğim Deli İbrahimi tarihten🤣😂😂😂