3 Nisan 2021 Cumartesi

KARŞI PENCERE

 





Bu eve taşınacağım Mart ayının ilk günü belli olmuştu. İçimden "ulan Mart yine yaptın yapacağını" demiştim. Sahiden de hep Mart'ın işidir bunlar. Konu şöyle ki, şerdeki hayır, hayırdaki şer misali, neye sevinmeli, neye dövünmeliyim henüz anlayabilmiş değilim. Evet, ışık içinde bir evim var ve evet, kesinlikle bir evvelkinden kat kat keyifli... Ama iki pencerem var ki, ışığına rağmen, ruhumun gölgelediğini, açık açık kederlendiğimi hissediyorum. 

Ben bu gölge ve ışık oyunu için buradayım, bunu da gayet iyi biliyorum....

Anladığım o ki, İstanbul öykümü sonlandırmaya, lastik gibi uzattığım duygusal travmalarımı paketlemeye, daha da önemlisi hatırlamaya katlanamadığımdan uyuttuğum anılarımın gözlerinin tam içine bakmaya döndüm buraya. Uyanmaya geldim şu iki pencerenin önüne. Ben görmezden geldim diye yok olmamıştı ki zor yaşanmışlıklar, aslında alttan alta kemiriyorlardı içimi. Eğer şimdi, elime geçen bu fırsatı güzelce değerlendirirsem, onlara bir bir dikkatle bakarsam hepimiz, tüm yaşanmışlar ve yaşanacaklar huzur bulacak çok iyi biliyorum... Hissediyorum.

Sabah kahvaltımı yaparken ışıktan sarhoş ve aşırı mutluydum hatırladınız mı?  Ama öğleden sonra yemeğimi yerken bambaşka bir ruh haline düştüm. Güm diye bir taş oturdu mideme. İştahım kesildi birden, çünkü tezgahın üzerinde babama son kez kahvaltı hazırlayıp, yatağına götürdüğümüz tepsi vardı... Artık çok az yemek yiyordu ve annem ona sürpriz yaparsak belki bizimle yer diye düşünmüştü. Ama öyle olmadı, muhtemelen çok sancısı vardı ve o gün bir lokma bile yiyememişti... Bizim aile olarak son hafta sonu kahvaltımızdı bu ve işte o an var karşı pencerede. Henüz ölüm nedir bilmediğimiz zamanlara açılan büyük pencerenin içinde ailem var.

( biz bu pencereden öyle çok güzellik seyrettik ki...tek tek yazacağım.... )




Theodora çok mutlu şükür. Onun annesi yanında:)) Üstelik o kadar sevdi ki evdeki pencereleri, durmadan güneşi takip ederek pervazdan pervaza dolanıyor. O mutlu oldukça, ben de daha iyi hissediyorum. Er ya da geç iyileşecek bir yara değil midir geçmiş? Hele de ben buna içtenlikle niyet etmişsem. İşte bunu bildiğimden, kederlendiğim hızla sakinleşiyorum. 

Düşünsenize, şu karşı pencere kim bilir neleri hatırlamama yardımcı olacak? Neler şifa bulacak içimde, nasıl uykular bölünecek, hangi anılar uyanacak acaba? 

Merakla yaşıyorum. 







Hiç yorum yok: