18 Nisan 2021 Pazar

HETERODOKS ANADOLU'YU ÖZLEMEK

Netflix dizisi izliyorum bir haftadır. Beğendiğim bir oyuncunun ardına takılıp başladım. İyi de etmişim. Şimdilerde kendimi sık sık Kudüs'ü gezerken buluyorum kafamın içinde. Ortodoks Yahudilerin yaşadığı bir mahallede geçiyor dizi. Özellikle de bir ailenin etrafında.
Onları seyrederken zaten çok uzun zaman önce uyandığım sistemi bir kez daha gülümseyerek görüyorum. Çok önemli ve kadim bir bilginin nasıl suyunun suyu çıkartılır?! Bu kadar kullanışlı tavsiyelerden, tomar tomar yazıtlardan elde kalanın kibir, şekilcilik ve ayrımcılık olması ne fena!

Anadolu'nun heterodoks islam yaşadığı dönemde ortalığı görmeyi çok isterdim. Dervişlerle keşişlerin aynı kitaplıklarda yazmalara baktığı, birlikte sema ettiği, gizli mağaralarda tefekküre daldığı yıllarda...
Bence herkes ruhunun derinliklerinde bunu özlüyor, bilerek veya bilmeden arıyor olmalı. Dizide de öyle aslında, görünürde oldukça ciddi bir Yahudi olan haham, her defasında önce kitaba göre, sonra kalbinin sesine kulak vererek devam ediyor hayata. Diziyi sevdim, balkan ezgilerini anımsatan Hasidik müzik, Yidiş ve daha pek çok konuda güzel hatırlatmalar var. Sünnet, çeyiz, kırk duası, lohusalık... Hemen hemen her bölümde ortodoks islam ile neredeyse bire bir diyebileceğimiz pek çok adete tanıklık ediyoruz. Toplumda kabul görmek adına içine sinmeyen işler yapan insanların kendilerini seçmekte ne kadar zorlandıklarını...

Teyzem ona verdiğim son romanı çok sevmiş, Aşkın Yedi Menzili. Bana, "bunlar alevi" dedi gülümseyerek. Aslında oturup uzun uzun anlatmak istedim, yok alevi değil, heterodoks onlar diyecektim ama ne gerek var? Aleviler o dönemden günümüze kalan uzantılar... Tabii nasıl bir emanet taşıdığının farkında olanlardan bahsediyorum.

Acaba pandemiyle insanlık akıllanır ve şu inanç diye yapışıp kaldıkları bozuk uygulamaları yeniden sorgular, azıcık derinleşmeyi seçerler mi? Keşke.... İnanmak yerine, teslim olmak o zaman başlamaz mı?



Hiç yorum yok: