31 Ekim 2011 Pazartesi

HİSSETMEK!

Acayip bir rüya gördüm dün gece. Rüyayı görmeme sebep olan hissettiklerim miydi, yoksa rüya gelecekte hissedeceklerimi mi müjdeliyordu bilemedim. Umurumda da değil. Şu an hissettiğim bana yeter. Kocaman, koskocaman ve çok aydınlık bir dönemin başlamak üzere olduğunu hissediyorum. Ve gerçekten bu, ne demek bilmiyorum! Tünelin sonundaki ışık fıkrası gibi; trenin beni ezmesi an meselesi olabilir... Yok yok bu öyle değil. Bu, bu başka bir şey.
Bana doğru usul susul yaklaşan bir dönem var. Ne zamandır iki ileri, bir geri adımlarla, kah kalbimi, kah beynimi dürterek, ölü müyüm, diri miyim diye yoklaya yoklaya geliyor. Diriyim! Vallahi diriyim. Sadece uzun bir kış uyksundaydım. Uyandım ve bekliyorum. Evimi, içimi, dışımı temizledim. Vallahi de billahi de, iki gözüm önüme aksın temizim:) İki gözüm önüme aksın kalbim boş. Bak, tın tın ses geliyor. Duydun mu?
Yav acaba aşırıya mı kaçtı yoga derslerinin saati, o yüzden mi oluyor bu deli deli keyiflenmeler? Bu sabah muhteremle yürümek mesela, o kadar iyi geldi ki. Zira kendisini özlemiş olmamın da etkisi var tabii. İnsanın sabahın köründe ilk gördüğü yüz, ilk kelam ettiği şahıs elbette pek önemli. Ama muhterem iyi kalpli biri, bu yüzden şanslıyım. Diyorum ya, iyi bir dönem, hissediyorum!!!!

4 yorum:

Enis Diker dedi ki...

Yavaş yavaş geliyorsa, tren değildir, korkmayın:))

Bal Sultan dedi ki...

Ben de bana geri döndüğün için sevinçliyim :) Söyleyeyim dedim :)

Fortunata dedi ki...

SAĞOLUN ENİS BEY, İNSAN BAZEN HİSSETTİĞİNDEN ŞÜPHEYE DÜŞÜYOR:)

Fortunata dedi ki...

YAŞASIN BAL SULTAN, O ZAMAN Bİ DAHA ARA VERMEM Kİ BEN:)))