11 Ekim 2011 Salı

HAMUR

Rüyalarımdan bahsetmeyeceğim bu sabah, endişelerimi de anlatmayacağım. Çünkü rüya görmedim ve doktorun verdiği ilaçlar sayesinde, endişesizce uyuştum kaldım! Yine de etrafımda olan bitenden etkilenmemeyi başaramıyorum. Çünkü bütün başarısızlıklarım gibi bunu da, aslında başarmak istemiyorum..
Hastalanan insanlar, ölüme yaklaşırken sakin sakin soluyanlar, nefes alamadığı için yardım isteyenler ve hatta sadece oyun oynamak için beni bekleyenler. Bu gezegende hepimize yetecek kadar acı ve yine hepimize yetecek kadar sevinç var. Her gün, içine ne koyacağımıza karar vermenin bize kaldığı bir top hamur sanki; şeker koysan şekerli, tuz koysan tuzlu olabilecek yepyeni bir hamur.
Ben bu sabah zencefil ve tarçın koydum. Tatlı da olmasın, tuzlu da. Yarın mı? Bilmem, kimbilir nasıl uyanacağım? Kimbilir zihnim nelere takılmış olacak?
Kısalan zaman, tabakta azalan yemek gibi; sanki her lokma daha uzun tutulmalı ağızda, artık doymanın önüne geçmeli haz. Aslında en güzeli tabak dolu, zaman geniş iken bunu becerebilmek ya, yapabilene.
Neyse, zencefil ve tarçın koydum ben bugün kurabiyeme:)

1 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

afiyet olsun:d