30 Kasım 2009 Pazartesi

CAMİ -İ ATİK, VOL.III


Yolun karşısına geçtik, Eski Camii ( 15.YY ) avlusundayız. Burhan, Mustafa, Aziz G. ve ben ayakkabılarımızı çıkartırken, öğle ezanı da okunmaya başladı. Cemaat tarafından linç edilme riskini alarak başıma kapşonumu geçirip - adeta Kenny gibi - dalıyorum içeriye. Namaz kılmaya niyetim yok, alım fikrim kubbedeki meyvaları görebilmekte. Bir de Kabe'den geldiği söylenen taş var ya, acep nerededir?

Önce camiinin ortasına kadar kararlı bir tavırla yürüyorum ve kafamı kaldırıp kubbedeki işlemeleri görmeye çalışıyorum ama sonra şansımı zorlamamaya karar verip, kadınlar mahfiline yöneliyorum. Bu camiinin çok acayip bir havası var. Gerçekten zaman yolculuğuyla geçmişe ışınlandığımızı düşünüyorum. Sanırım bu durumda ezanın da etkisi olmalı çünkü uzun zamandır yani yıllardır bir camiinin içinde ezan dinlememiştim. İnanılmaz bir huzurla bırakıyorum kendimi. Bembeyaz duvarlardaki devasa hatlara dalıp gidiyorum. Deliler gibi merak ediyorum, anlamı nedir acaba bunların? Bir iki tanesini tanıyorum; amin, Allah... Acaba benim HU nerede? Burada var mıdır? Sir'e soruyorum, duvarı gösteriyor, tam yanındayız, HU burada! Çok heyecanlanıyorum.

Beyaz yüksek taş duvarlara yazılmış Arapça yazılar gerçekten büyüleyici... Eski Camii kesinlikle görülmeye değer ve kesinlikle Selçuklu kokuyor... Bu kesme taşlar, bu garip sadelik, bu tanımsız ululuk... Ev gibi!

Keskin bir koku var burada. Tertemiz. Kararlı bir nefes hissediyorum ensemde. Bu camii farklı. Restorasyondan epeyce nasibini almışsa da, Türk-Osmanlı mimarisinin erken örnekleri arasında anlatıldığı kadar etkileyici olmaya devam ediyor. Restorasyon, pardon sabotaj manayı zedelemiş ancak yok edememiş!

Allak bullak çıkıyorum dışarıya. Ne Kabe taşı var ortalıkta, ne de Hacı Bayram Veli... Hay Allah ya dilek dilemeyi unuttum! Yoksa bir dileğim yok mu benim? Dağıldım!

Devamı yarın, yoruldum....


5 yorum:

Gadno Kopele dedi ki...

şahane, izlemedeyim. aman ciğer yemeden döndük demeyin, yazıların hepsini okuyamadım ama dönüp okuyacağım inşallah, malum ptesi sendromu. selamlar..

Unknown dedi ki...

Sevgili Fortunata,

Seni ve ekibindeki beyleri tebrik ediyorum. Çok güzel bir iş yapmışsınız...

Ayrıca fotoğrafların da çok başarılı olduğunu özellikle belirtmek isterim...

Hele bu duvardaki kocaman 'HU'nun
görüntülendiği kadraj oldukça iyi!
(Kompozisyon kovalayacak vaktiniz olsaydı, eminim Ara Güler'i kıskandıracak fotoğraflar da çekebilirdiniz.)

Fortunata; yazıların, gezilerin ve sezilerin çok etkileyici!.. Yürekten tebrikler...

Fortunata dedi ki...

Merhaba Gadno Kopele,
Biraz sabır, şimdi anlatacağım ciğeri:)))

Yunus,
Güzel sözlerin için teşekkürler... Hemen bir HU fofoğrafı koyacağım. Duvardaki ne demek bilmiyorum.
Fotoğrafçılara bu yüreklendirici sözlerini ileteceğim. Zaten okumuşlardır bile! Sevgiler..

kali dedi ki...

selimiye nin 'overrated' liği ile ne kadar tezat di mi eski camii?
edirne deki hiç abartısız en güzel cami kesinlikle

Fortunata dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum sevgili Kali, Eski Camii'ye vuruldum!