8 Eylül 2008 Pazartesi

Uçurumdaki Uçutmalar...


Jale'nin yazısı* içimi dağladı... Aklıma o kadar kötü filmler ve gerçekler üşüştü ki uyuyamıyorum... Gözümün önünde hep Uçurtma Avcısı'ndan** o iç parçalayıcı sahne var.

Daha da fenası o filmi - maalesef hiç bilmeyerek - tavsiye ettiğim bir arkadaşımın benzer bir tramva yaşadığına dair inanılmaz bir yürek darlığım da var. Bunu şimdi anlıyorum... Çünkü filmden sonra bana gecenin bir yarısı sms göndererek çok etkilendiğini söylemişti.... Ardından da onu garip noktalardan yakaladığımdan bahsetmişti. Hatta bir kaç zaman sonra karşılıklı rakı içerken, laf arasında bana çocukluğunda cinsel tacize uğradığını ve bunun onun en büyük sırrı olduğunu da gevelemişti...

Ben, hain ben bütün bunları öylesine olaylarmış gibi dinledim... Hatta karşımdaki insana karşı içimde ne şevkat, ne acıma ne de benzeri bir duygu oluşmadı. Çünkü anlayamadım tam olarak ne hissetmem ve ne düşünmem gerektiğini... İlerleyen zamanlarda, aynı insanın akıl almaz dengesizliklerine tanık olsam da, malum benim de sarhoş olduğum o gece duyduklarım hakkında bir daha hiç konuşmadık. Her davranışının altında yatan yarayı açıkca görebilmiş olmam çok korkuttu. Onu benden uzaklaştırdı. Daha kolay saklanabileceği, içinde görünmez olabileceği paylaşımların peşindeydi... Gündelik hazlarla avunuyordu bir yanı ama öbür yanı inanılmaz yalnız ve örselenmişti... Durmadan salladığı bacağıyla, kemirdiği tırnakları, dökülen saçları ve her akşam sığındığı ot kutusuyla belki avaz avaz yardım istiyordu? Bilemedim...

Oysa şimdi, Jale'nin yazısını okuyunca ne acı diye düşünüyorum. Aslında konuşulmalı. Hatta rakı sofralarında az tanıdığınız birileriyle değil, bu işin uzmanı olanlarla konuşup, bu korkunç tramvaları geride bırakmalı. Yoksa hayatın her dönemecinde ama fiziksel, ama ruhsal arıza olarak hortlayıp duracaklar... Ve bu davranışa maruz kalan çocuklar asla iyileşemeyecekler. İyileşmeyen yaralar da binbir yüzle yeni yaralara sebep olacak... Tanrım nasıl bir acımasızlık bu?

Nasıl bir sakat ruh, hele de bir erkek çocuğa cinsel tacizden, tecavüzden zevk alabilir? Biri benim çocuğuma, kardeşime, kocama, arkadaşıma böyle bir şey yapsa sanırım gözümü kırpmadan öldürebilirim. Şiddet yanlısı değilim ama bunu yapabilen birinin hayatta kalmaya hakkı olmamalı. Ben böyle suçlar, böyle günahlar için öte tarafları falan bekleyemem. Karmayı bile beklemem!

Jale'nin yazısından sonra neden bu konuda yazmak istedim biliyor musunuz? Düşündüm ki o arkadaşım belki bloguma girer ve hatta ardından Jale'nin yazısını da okur, yalnız olmadığını, hala geç kalmış sayılmayacağını ve yardım alabileceğini görür... Ben ona yardım edemedim. Çünkü inanılmaz vazgeçmiş ve kaybetmeye yemin etmiş bir hali vardı... Ama umut kesilmez hayattan , bakarsınız toparlanır ve tüm yaşadığı tramvaları ardında bırakarak sağlıklı ilişkiler yaşamaya doğru bir adım atar... ***

Ona şimdiden yeni hayatında ve yeni yaşında akıl, beden ve ruh sağlığı dilerim... Daha fazla yaralamadan ve yaralanmadan yaşamak herkesin hakkı.





**A Kitte Runner

***Yüreğimdeki Canavar (La Bestia nel Cuore) . Bu filmi seyrederse ne demek istediğimi daha iyi anlayacak...

1 yorum:

pilatescadisi-pilateswitch dedi ki...

Elvanım meleğim, okudukların dilerim seni içine soktuğu bu çok etkilendiğin anılarından, o arkadaşının, sevgi dolu bir dost desteği veya profesyonel destek aldığını öğrenebileceğin bir açılımla sonuçlanan olayların akışıyla huzurlu sonuçlara çıkarır. Taciz kabul edilebilir bir olgu değil. Ne yazık ki, anababamızın yanında dahi onların dostu gibi görünen ne insanların , ne adi tacizlerini yaşadık kimbilir... Kimin, çocuk aklımız almadı, kimini anladığımızda üstünden çok sular akmıştı, kiminin aslında kötü olduğunu öğrendiğimizde belki de yaşadıklarımız o kadar güvendiğimiz insanların davranışlarıyla yaşanmıştı ki, o sırada bilmeden aldığımız mutluluk hissinden inanılmaz ağır suçluluklar duyduk.
Kız olmamız erkek olmamız farketmez asla... Ama öyle büyük bir oranla yaşandı ki bu, ben pek çoğuna dair örnekleri arkadaşlarımdan da duydum, bizzat da yaşadım... Yaşadığımı da anlatacağım bir yazımda... ana babalara sinyal olsun diye...çünkü dost sanılan öyle çok sürüngen var ki...sevgilerimle