28 Mart 2017 Salı

GÖKTEN DÜŞEN ELMALARLA DOYMAK

 
 


 
Bir olay yaşanır. Bin kişi tarafından farklı şekillerde anlatılır. Görünürde hiç  kimse yanlış bir şey söylemediği halde, olay anlatıcıya göre defalarca değişir. Anlatıcının aynı olayı değişik mekanlarda ve zamanlarda tekrarladığı da düşünülürse, ki bu tekrarların her biri diğeriyle farklılık gösterir, bir öykü binlerce öyküye dönüşür. Bu yüzden sözlü gelenek önemlidir. Çünkü hikayenin aslına, mesajına sadık kalmanın özünü iyi bilir. 
 
Akitlerin anlamını yitirdiği bir yüzyılda yeniden öyküler anlatılıyor, masallar yazılıyorsa insanlar neyi özlemiş olabilir?
 
Masal yazmak bireyin kendini sağaltım yöntemiyse eğer, zira anlatmaya çalıştıkları duyulmamıştır ve bir kez daha denemek ister, masal anlatmak kesinlikle grup terapi olmalı. Anlatıcı ve dinleyiciler arasında herkesin kıssadan hisse aldığı paylaşım anları.
Davullar çalar, yağmurlar yağar. Gecenin karanlığında bir ışık sızar kalplere. Ağaç kovuklarında saklanmıştır periler. Yedi denizin dibindedir aradığın... Ama bulursun!
Gökten elmalar düşer.. O elmalar aç ruhlar içindir. Anlatıcı ve dinleyici birlikte yerler. Beraber iyileşirler...
 
                                                                                                                                devam edecek...

Hiç yorum yok: