18 Nisan 2011 Pazartesi

MERYEM ANA


Biliyor musun bence Tanrı kadın. Çünkü bir erkeğin hem bu kadar sevgi dolu, hem de bir o kadar öfkeli olması zor. Üstelik her iki duyguyu içinde yan yana tutması neredeyse imkansız!
Yine de benim favorim Meryem Ana. Ben onun ikonaları önünde konuşmayı, derdimi bizzat kendisine anlatmayı seviyorum. Bu hiç tanımadığım ufak tefek, muhtemelen kara kuru kadın,, bana antik dönem heykellerinden çok daha görkemli görünüyor. Hatta Maria Magdalena ve Lilith bile erkek olduğuna inanmamızı sağladıkları tanrıdan daha yakınlar kalbime.
Veee ben bu sabah Blakerna'ya gidiyorum. Aylin geldi İsrail'den. Birlikte gidiyoruz. Üstelik ilk durağımıza ulaştığımızda sen daha doktoruna gitmemiş olacaksın. Böylece ben şehrin koruyucu azizesine şu başımıza gelen hali bizim için en doğru ders, en anlayacağımız ve hatta en az canımızı yakacak derse dönüştürmesini rica edecek ve ikimiz adına da vaadlerde bulunacağım. Yanlış hatırlamıyorsam siz de birbirinizi sevmiştiniz değil mi?
Kalbim seninle. Sakın korkma diyemeyeceğim, ben olsam ayağa kaldırmıştım herkesi. Ya da kimbilir susup kalmıştım köşemde...
Dün telefonu kapattıktan sonra uzun uzun düşündüm.. Uzun uzun uzakta olmayı anlamaya çalıştım. Bunu sana sonra anlatacağım. Sadece şunu bil, senden sonra Üsküdar'a gitmedim, Galata'da oturup tost da yemedim! Sen ne kadar uzaksan kendine, bana ve bu şehre inan ben de o kadar uzağım. Bütün bu hücre hastalanmaları bundan dostum:) Öğleden sonra ben, Aylin, Lilith, Meryem Ana ve Maria senden haber bekliyoruz. Bizi kalbine yakın tut!
not. Fotoğraf tanıdık mı? :))))

2 yorum:

Pamuk prenses dedi ki...

Sagol dostum... Bodrum'da sana hazirladigim son tost bu degildi! :)

Fortunata dedi ki...

E ben sadece bi hatırlatayım dedim:)))