17 Nisan 2011 Pazar

CUMARTESİ

Pişmanlıklar hayatımda pişmaniye gibi büyürken, arada bir itiraf etme isteği duyuyorum. Tıpkı kendi tüylerini yalarken, boğazında topak topak tüy biriktirip sonra kusan kediler gibi. Neyse ki önüme gelenin üzerine kusmamak için kıvranmaktan vazgeçtim. Artık daha profesyonel bir kusucuyum. Gidip bir leğen alıyorum, içini dışını olabildiğince temiz bulduğum bir dostu karşımdaki koltuğa oturtup başlıyorum boğazıma takılanları güle oynaya anlatmaya! Üşütüyor muyum? Kimbilir! Belki de şu güne kadar üşütmemek için direndiğim hata!
Yoruldum. İnatçı ve dirençli bir insan değilim ben. Sevdiğim adamı "karısına", sevdiğim dostu düşmanına, kendi hayatımı tornanın hangi ucuna kaptırdım Allah bilir...
Çocuklara yoga yaptırmanın bile yeterince anlamlı olup olmadığını düşünmeye başladım. Şehri gezelim, öğrenelim diye nice kitap devirerek ve Sir'le sokakları aşındırarak hazırladığım gezilere de inancım çok azaldı... Ucuz ve hızlı tüketilebilen ürünlerin tezgahında çürük elma gibi hissediyorum. Yanımda şıkır şıkır parlayan avakado ve hormonlu çileklerle başa çıkamıyorum. Çıkmak için kımıldayamıyorum bile. Terbiyesizin biri karşıma geçip saçma sapan konuştuğunda sadece omuzlarımı ve çenemi kasıp seyrediyorum. Artık kendimi anlatmaya, derdimi söylemeye bile gücüm yok.
Güzelim Cumartesi gecesini, içimdeki inancı yok eden "sen" nasıl geçirdin acaba? Merak ediyorum huzur içinde yemeğini yiyebiliyor musun o pek meraklısı olduğun sedefli gümüşlü kaşıklarınla? Daha mı lezzetli kılıyor yemeğini? Gerçekten merak ediyorum... Neyse, bugün düşük günüm, sabaha bir şeyim kalmaz. Muhtemelen yine delirmeyecek ve yine çözüme yaklaşamayacak bir hafta beni bekler... İnançsızım zira...

3 yorum:

emili dedi ki...

Burcunuz terazi mi?

Fortunata dedi ki...

Hayırdır? Oradan bakınca dengesiz mi göründüm:)))

emili dedi ki...

Dengesizlikten değilde melankolik bakış açısından dolayı teraziyle yakınlık kurdum. Terazi kadınları da yaşama hüzünle bakmayı seven,çabuk kırılan,naif kadınladır.