6 Ekim 2008 Pazartesi

Mevsimsiz Düşüşler..


Dün gece başladım kuleden aşağıya yuvarlanmaya.... Önce düş sandım, sonra baktım ciddi ciddi düşüyorum. Düştüm, düştüm, düştüm... Hala da düşmeye devam ediyorum. Bu kez yere çarpmak istiyorum; her zaman olduğu gibi beş santim kala burnum kanamadan kurtulmak istemiyorum. Bu kez bütün kemiklerim kırılsın ve mümkünse aylarca alçıda kalayım lütfen. Ruhumu da alçıya alsınlar! Hazır yatmışken abuk subuk hayallerimi ameliyatla söküp atsınlar. Boş kalan yere akıl eklesinler biraz, mantık enjekte etsinler bol bol kanıma. Beni benden kurtarsınlar!

Aksilik gibi etraftaki kulelerden de düşenler var. Bu kez bana yardım edebilecek kimse yok gibi. Bende de frene basıp duracak ve onları kurtaracak güç yok! Havada asılı kalıyor bakışlarımız, fakat birbirimize değemeyecek kadar uzak ellerimiz....

" Birini bekliyorum" diyor güzel gözlü kadın, "tanımadığım ama dertleşebileceğim, sesini özlediğim birini". Akıllı biri bunu söyleyen. Deli değil, kesinlikle değil... Komada gibi sayıklıyor düşerken: "Birini bekliyorum, anlıyor musun?"

Diğeri elindeki kağıda birşeyler yazarak düşüyor, kuşlar var etrafında: "bu gece konuşamayacağım, afedersin" diyor bakışlarıyla.... Ağlıyor, ılık ılık hissediyorum yaşlarını... Biliyorum, ona yazıyor yine. Yazma diyorum içimden ama ben de yazardım... Anımsıyorum. Susuyorum.

Çok güzel saçları var... Zor bir hayatı. Elinde de minicik bir kız çocuğu. "Sen atlayamazsın" diyorum, küçük kızı işaret ediyorum korkuyla. "Benim de hakkım!" diyor... Bazen kiminle el ele olduğumuza bakamayacak kadar gözden çıkartıyoruz hayatı. Onu maalesef anlıyorum. Haklı.

Uzaklardan da bir atlayıcı geldi. Ama o beline ip bağlamış, düşmeyecek. Çok küçücük o, ama kalbi kocaman bir paraşüt. Gözlerime bakıyor, bakışlarımı kaçırıyorum. Onu görünce düşmeye hakkım yokmuş gibi hissediyorum. Ama var, herkes kadar benim de hakkın serbest düşüş!

Fon müziği yaptım düşüşüme: " Mevsimsiz Çiçekler..." Yola çıkarken bu cd mutlaka alınmalı... Yoksa vazgeçmekten korkarım!

2 yorum:

No More Virgilius dedi ki...

"Ama sen hep kendini tekrarlıyorsun be adam!" diyecek olursan susarım.

http://postmortemofvirgilius.blogspot.com/2008/03/anafor-metafor-ve-slayer-zerine.html

Fortunata dedi ki...

Kendini tekrarlamak benim işim, lütfen rol çalmayalım ve kardeş kardeş oynayalım sevgili Virgilius:))