“Bu dünyada hangi akıllı aklını kaçırmadan yaşayabilir ki?” –Ursula K. Le Guin
Karanlık dünyalarının ışık sızan bir köşesinde karşılaşmış annemle babam. Biri ömrün kısalığına inanan bahtsız bir kelebek kostümü giymiş o gün, diğeri yedi denizin dibinde mutluluğu arayan balıkmış kendini bildi bileli.
Olur mu olmaz mı derken, başlamışlar birlikte yüzmeye, yürümeye.. Defalarca ıslak kanatlarını taşıyamaz hale gelmiş annem. Sadece babamla yüzmekten değil, kendi gözyaşlarından da ağırlaşıyormuş narin kanatları. Babam yedi denizin dibiyle, gökyüzünün yedinci katı arasında sıçrayarak aradığını bulmaya çalışırken olanlar olmuş. Ben doğmuşum. Yüzebilen bir kelebek!
Babam kendi başaramadığı şeyi bana miras bırakarak, göğün yedinci katına bir kez daha sıçramış.
Onu bir daha görmedik.
Annemin kanatları eskisi kadar ıslak ve ağır değil, fakat hiç azalmayan bir rutubet kokusu var gözlerinde. Bazen, iyice yaklaştığımda, tam gözbebeklerinde yosun tutmuş bulutlar görüyorum. Bunu ona hiç söylemedim, korksun istemiyorum.
Kanatlı bir balık olmak çok zor.
3 yorum:
Bir kitap bekliyorum... üzerinde elvan eti yazan:)
Bende bekliyorum nicedir ama bu Elvan Eti tembel mi ne??:))
hayır diil...pişiyor, demleniyor:)
Yorum Gönder