Hawking böyle bir soruyla, en gerizekalımızın dahi anlayabileceği bir açılım yaratmış. Sahi ne yapıyoruz ekşi limonlarla?
"Noolsun valla, tuz döktüm yiyorum" ya da "limoncello yaptım, sabah akşam içiyorum!!!"
Sizi bilmem ama ben, ekşi sandığım limonların aslında düşündüğüm kadar ekşi olmadıklarına aymanın sihrini yaşıyorum. Kaldı ki, limon yemeyi çok severim:))
Bizim çocukluğumuzda sabah kahvaltısına yumurta, buzdolabından çıkmazdı. Kardeşimle birlikte müthiş bir ekip olarak balkonun altındaki boşluğa yerleştirilmiş sepetten alırdık yumurtaları. Birimiz, ki o genellikle büyük olduğum için ben olurdum, demirlere tutunup, kendini aşağıya sallar, aldığı yumurtaları yukarıda bekleyene uzatırdı. Aslında sokak kapısını açıp, birlikte bahçeye çıkıp, sakin sakin yürüyerek gidip alabilirdik yumurtaları ama o zaman ekip ruhu kalmazdı ve yumurtaları kırmadan mutfağa götürmenin zaferiyle başlayamazdık güne!
Bi de limon meselesi vardı. Salataya limon lazımsa balkona uzanan ağacın en yakın dalından hoop diye kopartılırdı.
Galiba hayatta da aynısını yaptım ben, ekşi limonları her daim hoop diye kopartıp aldım. Her zaman bunun kendi seçimim olduğunu sanmıştım. Oysa şimdi şimdi görüyorum ki, insan çok katmanlı bir canlı. Kendi cücüğüne ulaşmak da öyle tek hayatta pek kolay değil... Bakışlarımızda, sözlerimizde, seçimlerimizde hep birileri var. Özellikle de bizi en çok zorlayanlar..
Şimdi ben bir kucak dolusu ekşi limonla napiim? Limonata mı yapsam, yoksa limonlu cheesecake mi?
*https://www.e-koc.org/stephen-hawking-den-depresyonda-hissedenler-icin-mesaj-var/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder