28 Mart 2010 Pazar


Geçtiğimiz haftalarda ağzımdan hayırlı uğurlu laf çıkmaz olmuştu. İçimde derin bir kırgınlık, ucunu bucağını kestiremediğim, kestiremediğim için dizginleyemediğim bir de öfke vardı. Varlığı bacağıma ve belime inanılmaz ağrılar olarak dönen bütün bu hislerden ne yaptıysam kurtulamadım. Uykusuz, iştahsız ve sevimsiz olmak üzerime yapışıp kaldı!
Cumartesi günü sabahın köründe kalkıp, ashramın kapısına dayandım. Daha kimseler gelmemiş derken Celaleddin Dede'yi gördüm. Konya misafirleri de benim gibi erkenciydi. Celaleddin Dede'nin yüzünü görmekten midir, yoksa ashramda sevdiklerimi bir arada görmekten mi bilemedim ama sokaklarda ağlaya ağlaya başladığım gün, olabilecek en yorgun fakat en mutlu şekilde bitti.
Bu haftayla birlikte içimdeki öfkeler de gitti sanki. Kırgınlıklar mı? Onlar baki...
Sabır ve affetmek. Her dakikanın son anımız olabileceğinin şuuruyla yaşamak... Ve daha pek çok şey vardı C.tesi gününde...
Bugün boğazın kıyısında oturmuş, Küçüksu Kasrı'ndan Rumeli Hisarı'na bakarken içimdeki kırgınlıklarla yaşamaktan başka çarem olmadığını bir kez daha anladım. Aklıma geldiklerinde, onları bastırmak ve kovalamak yerine, olduklarından daha öteye taşımamayı öğrenecektim ve başaracaktım. Başka çarem yoktu...
Çare, tertemiz kağıtlara resim yapmakta, çocuklarla oynamakta, sabahları kalkıp yürümekte, İstanbul'un büyüsüyle hayallere dalmaktaydı. Çare, Konya'dan gelen kitaplarla gerçeğin peşine düşmekte ve bir gül bahçesinin sesini duyacağım güne doğru sabretmekteydi...
Henüz mutluluğun resmini yapamıyor olsam da bunu yapabilenlere çok yakınım:)
Cumartesi gününü unutulmaz kılan herkese; tüm çocuklara, hocalarıma, dostlarıma, aileme çok çok teşekkür ederim.

1 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

Ben hep çocuklarla çalışıyorsak, bir nedeni olduğunu düşünmüştüm. Onlar mı bize, biz mi onlara öğretiyoruz acaba oyunu ?:) Oyunun arasında yararlı olan hareketleri -duyguları yada herşeyin oyun içinde olduğunu ?

Fotografta yukarıya kadar ulaşan harika bir ışık ve mutluluk bize de ulaştı Elvancım.

Çocuklar acı çekmezler, bazen evet çok ağlarlar ama sonra oyuna dönüp, oyunların içinde büyümeye devam ederler..

Kızıl saçlı kız, ne çiziyor acaba kağıda ? Merak ettim.

:)