11 Mart 2010 Perşembe

BİR KİŞİYE ANLATILAN HİKAYELER...

Fotoğrafta gördüğünüz yer Bodrum/Gümbet'deki şehir mezarlığıdır. Bodrum'u Bodrum yapan pek çok değerli insan orada yatar. Şimdi size tek tek isimlerini saysam ne fayda... Olsa olsa Cevat Şakir Kabaağaçlı'yı tanırsınız. Onu da muhtemelen Halikarnas Balıkçısı dersem tanırsınız...

Babamı buraya gömmüş olmayı çok isterdim. Aslında gömmemiş olmayı isterdim ya, illa da gömülecekse burası olabilseydi keşke... Doktor Alim Amca buradadır. Rahmetli kayınpederim Mein Akman... Ve hatta Pamuk Prenses'in babası da buradadır. Dediğim gibi, o ölüleri tanımazsınız siz, ne yazık ki diriyken de tanışma şansını kaçırdınız...

Ben en çok Balıkçıyı tanıyamadığıma üzülürüm. Onunla ilgili hikayeleri Hamdiye nineden ve Sina* amcadan dinlemişimdir ama yine de çok üzülürüm bizzat "merhaba" diyemediğime.. Ona olan hayranlığımı bildiği hissi içimde çok güçlüdür. Mesela bir ziyaretimde bana nergis vermişti. Mezarında bir tek nergis vardı ve sanki benim için çıkmıştı!

Balıkçıyı severim çünkü hikayelerinin tamamı hayata aittir. Hep yaşayan hikayelerdir. Hayattan ödünç alınmış hikayeler... Ve bu yüzden gerçektirler. Aslında Balıkçı, başkalarının hikayelerinde kendi kalp ağrısını anlatır inceden inceden. Zaten onun içindeki sürgünün yanında kaleye sürgün edilişinin hikayesi nedir ki? Kalbindeki vurgunu değil, süngercilerin vurgununu, içindeki derinliği değil, Arşipel'in lacivert sularını anlatır kendi dilinde..

Öldüğünde ben üç aylıkmışım. Babam Kale Caddesi'ne kadar uzanan yollara dükkandan halılar vermiş, serilsin diye... Camiiden taşan cemaat babamın halılarının üzerinde namaz kılmış. Balıkçının tabutu o halıların üzerinde taşınmış limana. Muhtemelen aynı saatlerde ben evde uyuyordum.

Şimdi Harun** onun hayatını anlatan bir film çekiyor ve bu beni çok heyecanlandırıyor çünkü Harun da bir şövalye bence. Kendi dilince köyünü, kalbindeki kırıklıkları anlatan cesur bir adam... Ve muhtemelen bu filminde de hikaye bize, sadece Bodrum çocuklarına bir şey ifade edecek. Diğerleri oyunculuğa, kameraya ve daha pek çok teknik detaya takılarak özü kaçıracaklar..

Hayatta en çok istediğim şey bir tek kişiye hikaye anlatmak. Cevat Şakir, J. Winterson ve Gigi gibi.. O bir tek kişide kendimi, kendime anlatmak....

* Kabaağaçlı balıkçının oğludur. Uzun yıllar İstanbul Üniversitesi'nde Latin Dili ve Edebiyatı Bölümü hocalarındandı rahmetli....

** Özakıncı. Hadigari Cumhur'u çekmişti geçen yıllarda.

1 yorum:

Evren dedi ki...

Merhaba! Ne güzel bir yazı olmuş.

Buna da benden.