10 Şubat 2010 Çarşamba

11 ŞUBAT...


Bazıları için 11 Eylül, benim için ise 11 Şubat'tı harabelerin altında kalmanın tarihi.
Bir kent kaç kez yıkılır, bilmiyordum... Dün gece rüyamda Ayasofya'nın duvarları çatlıyordu; saniyeler uzamış, toz pembe duvarlar adım adım üzerime yürümeye başlamıştı. Bütün masallarım sulara gömülmüştü.
Kan ter içinde uyandım. Unutamıyorum. Bir insan kaç kez yıkılır, inan bilmiyorum.

6 yorum:

P_A_N dedi ki...

İnsan bir çok kez yıkılabilir ama aynı zamanda da bir çok kez ayaklanabilirde. İçimizde herşeyden önce kendime olan sevgimiz ve güvenimiz olduğu sürece kaç kez yıkılımışız, kaç kez ayaklanmışız gerisi lafı güzaf efendim.

Sevgiler

Fortunata dedi ki...

Sevgili P_A_N,
Kendimize olan sevgimiz ve güvenimiz de o molozların altında kaldı, malum. Bakalım ne kadarını kurtarabilmişiz? Bunu zaman gösterecek. Tabii yeteri kadar uzun yaşarsak:))

Lupelyan dedi ki...

P_A_N haklı, ayağa kalkabiliyormuyuz o önemli. Yıkıntıları saymaya kalkarsak, başedemiyoruz sanki. Kurtarabildiklerimizle idare edip, mutlu anlar biriktirmeye çalışacağız. Mucizeler gerçek biliyorum.

JoA dedi ki...

unutmaktan korkar mı insan? ben korkuyorum. belki sen de korkuyorsundur diye dedim. unutmadan bağışlamak ya da bağışlamamak. yani bir insan için aslında yapılabilecek tek şeyi yapmak. kendim için dileğim budur. sana uyarsa, senin için de dileyeceğim:)

Fortunata dedi ki...

JoA,
Ne demeliyim bilmiyorum... Cevabı hala aramaktayım. Senin iyi kalpli olduğuna inanıyorum. Nasıl istersen öyle dile:)

JoA dedi ki...

senin için iyi kalpliyim, evet. herkese aynı sözü veremiyorum:) güzel olanı diliyorum senin için. en hayırlısını.