18 Ocak 2010 Pazartesi

KAÇ KERE DOĞAR İNSAN YA DA KAÇ KERE ÖLÜR?

Defalarca doğar ve ölürüz. Ama ne yazık ki pek azımız farkına varırız ve yine ne yazık ki çok azının, hafızamıza attığı tohumlar güzel gelişmeler yaratır...

İnsanın kulağı vardır; duymaz, gözü vardır; görmez, eli vardır; dokunmaz... Kalbi vardır; sevmez... Sevemez... Bu şekilde yaşarken nasıl olur da biyolojik hayatımızı umulmadık yerinden dilimlere bölen ruhsal doğumları ve ölümleri fark edebiliriz ki? Çok zor... Bunun için içeriye bakmak lazım. İçeriye bakmak için de bunu başarmaya yardımcı olacak hocayı, yolu seçmek, teslimiyete talip olmak lazım.

Sonrası mı? Sonrası neşe, sevinç, bol bol hediye hayattan! Üstelik noel zamanını beklemeksizin!

Ölümüme sebep olan herkese ve hiçkimseye yani özellikle celladıma sonsuz teşekkürler. Ölmeseydim, doğamazdım!

Namaste.

Hiç yorum yok: