16 Haziran 2009 Salı

Çok İsterim Tabii Ama...Ve Fakat...

İş çıkışı, adı lazım olmayan ama kendisi hayatımda gayet gerekli ve de ehemmiyetli bir dostuma uğradım. Rahat rahat "dostum" diyorum çünkü dostluğu zamanla, mesafelerle değil, paylaşımların samimiyetiyle ve derinliğiyle ölçmeyi nicedir öğrendim. Malum öğrenmenin yaşı yok.


İki kadın karşılıklı oturunca - bir kaç yoğun haftanın kurbanı olan rutin görüşmelerimiz ertelene ertelene- takdir edersiniz ki anlatılacaklar listemiz alıp başını gitmişti. Sen anlat, yok bi dakika ben anlatacağım derken bir şey konuşamadan ayrıldık sayılır. Ana haber bültenlerinde özet geçen dakikalar gibi hızlıca bitirdik zamanı. Ama en ilginç son dakika gelişmesi erkekler hakkındaydı!


Otuzbeş senelik hikayelerimizi değiştirmeye ve bir nesli yok eden "ömür boyun aşk" masalını ipte sallandırmaya karar verdik. Detay anlatacağımı sananlar yanılıyorlar. Ha anlatmayacağımı sananlar iki katı yanılıyorlar. Mesela şudur ki; önce deneyeceğiz, sonra hemcinslerimizle paylaşacağız. Küçük bir ipucu verirsek: makyajsız asla sokağa çıkmayacağım, namusum, şerefim gibi zırvaların ve elbette güneşin izin verdiğince açılıp saçılacağım, ayrıca her kompliman yapan adama da sille tokat girişmeyeceğim! Dövmeden evvel, onunla evlenmem gerekmediğini, aslında iki kelam konuşursa belki hoşuma bile gidebileceğini kendime çimdik atarak hatırlatacağım!


Bunlar için söz verdim. ( ben ne yaptım yahu??? ) Verdim vermesine ama uygulamada çuvallayacağım gibi güçlü bir his var içimde. Mesela ne kadar sürede bir ruj tazelenmesi gerektiği bu saatten sonra öğrenilir mi? Ayrıca o rujlar kanserojen değil mi? Organik olanları var mı? Sadece parlatıcı kullansam olmaz mı? Hem her iki kadeh içip güzelleşmiş abinin, yerli yersiz sohbetine gülümsemek bana ne kazandıracak? Asıl içip, abiyi güzel görmesi gereken ben değil miyim? Peki ben içip eğlenirken egom nerede saklanıyor olacak? Sonraki günlerde aynı abiyi başka bir yerde, bana bakıp sırıtırken gördüğümde bi güzel benzetmeden nasıl huzur bulacağım?


Hem bu dekolte denilen şeyden kasıt nedir? Malum Avrupa'da değiliz, biri bana saldırırsa "azıcık sevgi ve şefkat arıyordum ki, bakınız ne oldu!" mu diyeceğim savunmamda? Beni karakollardan kim toplayacak?


Kızma kızma canım dostum benim, vallahi deneyeceğim. Sen ki Gavuristan'dan bu derin duygu ve gözlemlerle dönmüşsün, elbette dikkate alacağım söylediklerini. Hem kalbim tam takır kuru bakır. Hani boş buzdolapları için "fare düşse kafası yarılır" denilir ya, işte tam o hesap! E malum yirmibir yıl sonra boşalan bir kalbi ikinci el pazarına sürmek ve de neyle takas ettiğine dikkat etmemek pek kolay olmayacak. Ama söz; yarın gidip ruj almayan, kendini toplumun refahı ve ikinci tura dönen kadınları için deney gurubuna dahil etmeyen, yazdığı kadar yaşarken dürüst olmayan taş olsun!


Devam Edecek....




Not. Bu fotoğrafla hiç şansım yok biliyorum. Ama blog okurları gelişmeleri an an takip edebilsin diye diyetisyenlerin yaptığı gibi önce ve sonra fotoğrafı koymak istedim. Bakınız deneyden önce:))

4 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

bence deneyden onceki hal super şirin..Deneyden sonraki hali de çok merak ettim.
Bir rujun zarari yoktur, yarari vardır.Ama lütfen çok topukluya binme...

insanın içi güzel olunca, dişari taşirmasi kolaydir..
sevgilerimle..

Talisman dedi ki...

Çamurlu botlarda kendimi buldum. :)
Bir de bu halde dolaşıp da sonra makyaj yaptırınca (yapınca diyemiyorum, zinhar beceremiyorum.) etraftakilerin tepkisini gözlemlemek çok eğlenceli. Yapın bence.

Adsız dedi ki...

topuklaya binmemek ne demek,her kadının dolabında 12 pond en az 3-5 ayakkabısı olmalıdır.hanımları yanlış yönlendirmeyelim.sonra çevremiz askerlik arkadaşlarımız gibi gibi giyinen hanımlarla doluyo(önemli tesbit)

Fortunata dedi ki...

Sevgili Brajeshwari,yüreklendirici sözlerin için teşekkür ederim. Topukluyla ilişkim en fazla üç saat sürebiliyor zaten, merak etme dikkatli olacağım. Ama şirinlik ne yazık ki pek cazip bir şey değil. Hele hele artan çillerle beraber dozu şimdiden kaçtı sayılır:)) Ve fakat ruju deneyeceğim. Dediğim gibi sonuçları paylaşacağız. Bakarsın bir formül buluruz?

Merhaba Talisman,bu güzel hatırlatma için teşekkürler. Gelişmeleri aktarırken karşı taraftakilerin yüzüne bakmayı unutmayacağım:))

Eczahaneci,topuklu ayakkabı duruş bozukluğu ve bacak kaslarında kısalma yapıyor biliyor muydun? Boynum için oldugu kadar ayak ve bacak sağlığım için de destek bekliyorum. Ama tesbit doğrudur ve haklısın.
Bakalım ne kadar anlamışım, zaman içinde göreceğiz:))