19 Haziran 2008 Perşembe

Ya Bir Bardak Şarap ya da Ani Bir Baskın?

İki ay kadar önce bir dostumu kaybettim. Üstelik aptal bir telefon konuşması sonucunda... Üstelik ben onu, onun beni sevdiğinden daha çok ama onun beni sevdiğinden daha farklı sevdiğim için... Üzerine iki sinirli mail de eklenince gerçek anlamda kaybolduk gittik. Hükümsüzdür!


Bu sevgili dost, şişeye konup denize bırakılan mesajlar gibidir; on yıl yüzer, sonra gelip bizim rıhtıma vurur yazdıkları. Seçtiği kelimeler kağıtlardan fırlar ve ok gibi saplanır etinize. Can yakmak istediğinde korkmalısınız çünkü bu konuda beni bile solda sıfır bırakır!


Ona kızgın mıyım? Hayır. Kırgın mıyım? Hayır? Ama on yıl vermiyorum kendisine. Eğer ilk fırsatta beni arayıp, bir bardak şarap ısmarlamazsa ona olan duygularımı yazıp bir şişeye koyacağım. Sonra da boğazın sularına bırakacağım. Bakalım bu şişe eline ne zaman geçer? Bakalım şişe eline geçtiğinde ben buralarda olur muyum?


Pıst sana diyorum, blog okuyacağına ara beni. Sorsana nasılım? Sorsana 27 Temmuz'da Kupka konserine gidecek miyim? Evet, sana diyorum T. Korkut. Bir kere yuvarlamıştım seni kayalıklardan ama bak ölmedin, öyle ise bir nedeni olmalı. Bu kadar mola sana yeter, uyarıyorum aniden basacağım bir gün:))

Hiç yorum yok: