Çok kibirli, epeyce yalnız bir kız çocuğuydum ben. Babam gittikten yani öldükten sonra yalnızlığım yanına ailesini de çağırıp kalbimin bütün odacıklarına, kapakçıklarına yayıla yayıla yerleşti. Boydan boya halılar serdiler içimin her köşesine. Kalın perdeler çektiler ışık alan birkaç dar pencereme.
Kabul ettim. Yalnızlık benim ufacık kalbimdeki tüm hislerden çok daha büyüktü. Onu hayatımın efendisi yaptım.
Bazı geceler duvarlarda büyüyen gölgeleri seyrederdim. Deli olup olmadığımı düşünerek uykuya daldığımı hatırlıyorum. Sonra sonra, okumaya başladıkça yalnızlığım azaldı. En azından o hiç ısınamadığım halıyı topladı ve işgalci ailesini çekti içimin köşelerinden. Delirmiyordum, benim gibi hisseden düşünen başka insanlar da olmuştu. Belki arkadaşım veya komşum değillerdi ama Dünya'nın bir yerinde onlar da tıpkı benim gibi duvardaki gölgeleri seyretmişler, onlar da tıpkı benim gibi yalnızlık ve ahalisi tarafından ablukaya alınmışlardı.
Sanırım ilk olarak Dostoyevski imdadıma koştu. Sonra Kafka ve Goethe. Ardı sıra gelen çok konuğum oldu. Ben okuyarak hayatta kaldım. Okumak ve yazmak hayatta edindiğim tek beceriydi sanki. Beceri dediysem becerebildiğim kadar.
Ağlamadan yaşayabilmenin yoluydu yazmak, yalnızlığın üvey kardeşi, içimde salgılanan zehrin panzehiri. Ne dersen de, devam edebilme yolumdu işte. Yıllarca, yüzlerce deniz mili yazdım; suya, havaya, deftere, kan damarlarıma.
Çok yalnız bir kız çocuğuydum ben. Belki bu yüzden yalnız bırakılan kimseye kıyamadım. Sanki çok sevmiş ve sevilmiş, sevmeyi iyi bilirmiş gibi hemen sardım sarmaladım. Bazen küçük narin kuşlara açtım pelerinimi, bazen de kaplanlara, aslanlara. Her yaram daha da yalnızlaştırdı. Kabuğum güçlendikçe, içim kırılganlaştı. Ben kıyamadıkça, çok kolay kıyılabilen birine dönüşmüştüm.
İnsanların özensizliğinden, dikkatsizliğinden aşırı yorulana kadar da anlayamadım ne kadar yalnız olduğumu, aslında herkesin yalnız ama benden farklı olarak bi de hoyrat oluşlarını..
Sanatla, doğayla, kalbini avucuna alıp çekine çekine sokulanla, yine yazarak ve okuyarak sürecek yaşam. şairin dediği gibi ayrılık aşka, yalnızlık yaşama dahil.
Mutlu bir Perşembe olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder