22 Mayıs 2025 Perşembe

SINAV ODASI

 

Çok uzun zamandır önüne sınav kağıtları yığılmış öğrenciler gibiyiz. Kimse hangi kağıdın öncelikli olduğunu söylemediği gibi, sınav süresi hakkında bilgi verenimiz de yok. Bilinmeyen sebeplerden öylece duruyoruz kağıt yığınının önünde. Aramızdan birkaç kişi yazıp çizmeye gayret ediyor ve bir o kadar azı da kalkıp sınıfı terk ediyorsa da çoğumuz, mesela ben, kalem ve silgiyi evire çevire öylece oturuyorum oturduğum yerde. Ne cevaplara gücüm mecalim var, ne de bacaklarımın beni dışarı çıkartacağına güvenim.

Bir tür ruh mıhlanması diyeyim ben, sen dona kalmışsın de istersen.

( Aylardır vücudumdaki kortizol seviyesiyle savaşıyordum. Zaferin şafağı kızıl kızıl süzülüyordu ufukta ama her tanyelinde bir başka sancıya tanıklık ediyordum. Bütün acı benim değildi, evet bunu Mısır'da anlamıştım, ancak payıma düşen kısmı kimsenin kucağına bırakıp topuklayamıyordum. Bazen tüm bu imkansızlıkta mı kımıldamam, ivmelenmem gerekiyor diye düşünüyordum. Acaba benden istenen bütün sınavları geçmem değil de, bir yerden okumaya , anlayıp cevaplamaya başlamam mıydı? )

Değerlendirme cevapların toplamından mı olacak yoksa gayretten mi emin değildim. 

Çok yalnız bir yer şu içinde olduğumuz oda. Soru soracak, elini tutacak kimse yok. Diğerleriyle konuşmak yasak. Tamamlamadan çıkılan sınavın telefisi yok. Yapmamam gerekenlerin alt alta yazıldığı  listeler var ama ne yaparsam tekrar akar yaşam bununla ilgili bilgi yok.

Şimdi de teyzem hastalandı. Kendini yedi bitirdi deriz ya halk arasında, tam olarak bunu yaşıyor. Ama bu sabah yazamam daha fazla, yazı kader olsun istemiyorum. Korkuyla yazmak hiç istemiyorum. Allah büyük.

Hiç yorum yok: