Çoğunu da ben yaratmışım. Oldurmuşum. Hiçbir özelliğimi sevmesem bile bunu çok seviyorum; güzel anlar yaratma becerimi.
Çok sofra kurdum ben, çok piknik düzenledim. Kendi düğünüm dahil pek çok düğüne masa, gelin çiçeği, nikah şekerleri yaptım. Sadece düğün de değil, cenazelere gülsuyu, şık peçeteler ve mevlit şekerlemesi yaptırdığım da olmuştur. Ve bebekler. Doğumları hep önemsedim. Arkadaşlarımın anneliklerini mutlaka kutladım.
Ve ne oldu? Geriye baktığımda elimde sadece bunlar var. Yaşam birkaç güzel andan ibaretmiş, anladım.
Bugün, bir iki saat içinde hastaneye geçiyorum, teyzeme eşlik edeceğim. Teyzeme, annemin yarısına. Şu hayatta borçlu olduğum tek insana. Ağlamamak, isyan etmemek ve kaygılanmamak için çabam büyük. Enerjimi ona layığıyla eşlik etmeye, destek çıkmaya harcamam gerektiğini çok iyi biliyorum.
Hastaneye çiçek sokmak yasakmış. Peki, yapma çiçek? Renkli peçeteler? Müzik?
Hastane odalarına baktığımda kafam karışıyor; yaşayalım mı istiyorlar, ölelim mi emin olamıyorum. Sanki "bak Dünya b.ktan biryer ısrar etme" dercesine dekore edilen bu odalar ya da bana öyle geliyor.
Geriye dönüp baktığımda sadece sadece güzellik görüyorum...Allah'ım en sevdiğim teyzemi önce kaybettir, sonra buldur bana lütfen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder