7 Mayıs 2022 Cumartesi

EN DERİN ARZULARIMIZ....

 


Ev. İnsanın kendini bulduğu yer değil midir? Burası benim evimdi... Mutluydum. Hiç olmadığım kadar yalnız, hiç olmadığım kadar kendim. Hiç olamadığım kadar hafif ve tatminkar. Burası Londra'nın azıcık dışında muhteşem bir yerleşim, Richmond! Arkadaşım Burak Uluer'in arka bahçesi. Son Londra'ya gidişimde müzenin avlusunda karşılaşmıştık, biri Elvan diye seslenince ne çok şaşırmıştım! Sonra Mehmetus'la onu ziyarete gittik. Nasıl güzel birgün olmuştu. İki çocukluk arkadaşının, adanın birinde aniden karşılaşması.

İşte aşırı mutlu Elvan! Kendini seçmiş. Neşeli. Saçları uzun, hayalleri sonsuz. İçi alev alev. Zıplayarak yürüyen, haftada iki gün yüzen bir Elvan. Özgür!!!!! Sahiden özgür. En son ne zaman özgür hissettiğimi bile unuttum. Bu ülkede, bu lanetli topraklarda özgürlük, korkmadan yaşamak mümkün mü???

En derin arzum bu: tekrar Londra'ya gitmek. Bu defa kalıcı olarak ve asla geri dönmemek üzere gidebilmek. Ama mümkündür, ama değildir ama en derinlerdeki arzum bu!

Kendimi seçtiğim, mutlu ve hafif hissettiğim, kişisel tarihime altın harflerle yazdığım sefilliğe geri dönmek ve orada kalmak!

Senin en derin arzun ne? Hani gerçekleştiremeyeceğine inandığından hayalini bile utana sıkıla kurduğun, unuttuğun en derin arzun.....


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Dünyayı görme ateşiyle yanıp tutuşuyorum. Günter Grass'ın dediği gibi 'her yere gidesim var hiçbir yere dönesim yok.'

Fortunata dedi ki...

Kimbilir ne arıyoruz? Ben de çok severdim seyahat etmeyi bir zamanlar. İnsana iyi geldiği kesin☺️