1 Nisan 2014 Salı

ÇOK ŞEY VAR ANLATACAK...

Güzel ve güzel olmayan - elbette benim algıma göre yani epeyce öznel:))- pek çok olay yan yana değil, bildiğin dip dibeyken tek tesellim hala nefes alıyor olmak! Korkum şu ki, bir gün "yeteri kadar temiz hava yok, dakikada yirmi nefes çok fazla bunu onbeş yapalım diyen birileri çıkabilir!!!!"
Paranoyak mıyım? Belki. Korkak mıyım? Kesinlikle! Zaten içine korku düşmeyen varsa aramızda gönülden kutluyorum, zira ben daha o kadar teslimiyetçi olamadım. Babasız büyüdüm ve kocasız yaşadım uzun yıllar boyunca. Bu yüzden kendi üzerimde bir otorite tanımam! İstesem de yapamam çünkü ruhum bunu zehirli madde olarak algılıyor. Bünye işte!

Neyse, Londra'daki en yakın dostum Eva İstanbul'daydı. Bütün olan biteni kendime bile zar zor açıklarken ülkemin bu muhteşem bahar günlerindeki gerginliğini ona pek anlatamadım... Azıcık eğilip büküldüm karşısında. Neyse ki anlayışlı kız, yormadı beni! Hatta iyi bile geldi. Kendimi genç ve eski günlerde hissettim. Bol bol konuştuk, güldük, keşfettik. İstanbul'da sevdiğim yerlere götürdüm onu. Ayasofya'da Thedora'nın aşk hayatını, Mihrimah Sultan Camii'de Mihrimah Sultan'ın zalimliklerini ve islam mimarisini konuştuk. Kuzguncuk'da tost yedik, Beylerbeyi Sarayı'nda sultanların yaz keyfini, boğazın serin sularını hissettik. Fethi Paşa Korusu'nda lalelerin ve erguvanların büyüsüne kapıldık. Karaköy'de Güllüoğlu'ndan baklavaları kapıp, tatlı sarayı bu olsa gerek diyerek gülüştük. Yeraltı Camii'nde İstanbul'un fethini konuştuk. Başka bir ülkeden, kalbimin ve hayatımın ortasına gelen dostum, şu karışık zamanda adeta ilaç gibiydi. Şansıma şükrettim!

Ve bu sabah Eva'nın evine dönmesinden yirmidört saat sonra düşünüyorum; kesinlikle ruh tanışıklığı diye birşey var! Yoksa bu dostluğu açıklamak imkansız. Neden böyle hissettiğimi ilk fırsatta yazacağım. Zira Eva aşk ve hayat hakkında öyle güzel cümleler kurdu ki, yıllardır kalbimi tırmalayan kedi bütün tırnaklarını içeri çekti! 

Baharı, Eva'yı, güzel kedim Ada'yı ve içsel yolculuğumda yoga ile nerelere geldiğimi uzun uzun yazmak ve bu bahar sanki son kez görüyormuşum gibi doyasıya erguvan seyretmek istiyorum. Sanki herşey yolundaymış gibi, sanki...

Hiç yorum yok: